
Sonunda Karım ‘a Açıldım! (1)
Berat ben. 30 yaşındayım. 28 yaşındaki karım Rümeysa 1.60 boyunda, 53 kiloda, esmer ve tatlı bir kadın. 5 yıllık evliyiz ve mutlu bir beraberliğimiz var. Seks hayatımız da aktif ve güzel, ama gittikçe monotonlaşıyordu tabii. Henüz daha çocuğumuz yok.
Ergenliğe ulaşıp da cinselliği öğrendiğimden beri ailemin ve yakın akrabalarımın kadınlarını hep başka erkeklerle hayal etmiştim. Annemi başka erkeklerin altında sikilirken, kız kardeşlerimi de arkadaşlarımın siktiğini hayal ediyordum. Utanç verici olsa da bu fantazilerden vaz geçemiyordum.
Evlenince bu durum değişmemişti. Şimdi de karımın yabancı adamların siktiğini hayal etmeye başlamıştım. Ama bunlar sadece bir fantazi, bir hayalden öteye geçmiyordu. Özellikle yaz aylarında karımı ailesini görmesi için Erzurum’a yollardım. Evde yalnız kaldığım zamanlar da porno sitelerine girer, özellikle karısını siktiren adamların videolarını izlerdim. Özellikle kurgu olmayan amatör filmler beni çok tahrik ediyordu.
Mutaassıp bir aileyiz. Karım kapalı giyinen bir kadındır. Yatakta fantazilerimizi bir yere kadar yaşayabiliyordum. Evde sexy çamaşırlar giyiyordu karım. Karımı o sexy çamaşırlar içindeyken ona bakarak otuzbir çekiyordum. Ama en çok, karımın başka bir erkeğin altında zevkten inlemesini, başka bir yarak amına girerken bağırmasını izleme isteği bir fantaziden öteye geçemiyordu. Defalarca bunu karıma anlatmayı istedim, ama ne tepki verecek bilemiyordum. Kaç defa amının içindeyken bana başka bir adamın adıyla seslenmesini istediğimi söylemek geçti kafamdan, ama olmuyor, söyleyemiyordum. İnternette, benim gibi fantazileri olan erkeklerle tanışıyor, onlarla konuşuyordum. Beni karımla açık açık konuşmam için cesaretlendirenler oluyordu. Bazı adamlar da bana karımı nasıl siktiklerini anlatan hikayeler bile yollamışlardı.
Bir plan yaptım. Önce karımın aklındakileri öğrenmem gerekti. O gece yaptığımız seksin ardından yatakta sarılmış yatıyorduk. Karıma, “Aşkım…” dedim tüm cesaretimi toplayarak. “Efendim?” diye cevapladı karım. “Yanlış anlamazsan bir soru sormak istiyorum.” dedim. “Ne soracaksın ki yanlış anlayayım?” dedi. “Ben ilk erkeğin miyim?” diye sorduğumda, karım yattığı yerden bana döndü ve “O nasıl soru öyle? Hatırlamıyor musun ilk gecemizi? Bakire olduğumu sen de gördün! Kanlı çarşafı gururla vermiştin annene!” dedi. “Evet biliyorum bunları. Hiç erkek arkadaşın olmadı mı benden önce?” diye sordum. “Bunca yıldan sonra böyle bir soruyu neden soruyorsun? Ne var aklında senin?” dedi karım.
“Merak ettim sadece…” dediğimde bağırmaya başlayan karım, “Beni ne sanıyorsun sen? Orospu muyum ben?” dedi. “Onu demek istemedim canım….” dedim. “Ya ne demek istedin? Erkek arkadaşım var mıymış da… Beni başka kadınlarla karıştırma Berat Efendi!” deyip hışımla kalkan karım ışığı yaktı ve “Çık git salonda yat, istemiyorum yanımda seni!” diye çıkıştı. Böylece karımın aklındakileri öğrenmiş oldum. Benden önce erkek arkadaşı olup olmadığını sorunca böyle tepki veren karıma, aramıza başka bir adamı alalım desem ne tepki verirdi tahmin bile edemiyordum. O gece salonda uyudum doğal olarak.
Sabah erkenden kalkıp işe gittim. Gün boyu yolladığım özür mesajlarıma cevap bile vermedi karım. Akşam eve varmadan önce sipariş ettiğim orkidelerin işe yaramasını umut ederek yola koyulmuştum. Zile bastım birkaç defa, açılmadığını görünce anahtarımla kapıyı açmak için cebimden anahtarı çıkartırken kapı açıldı. Karım üzerinde ayak bileklerine kadar uzanan mavi elbisesi, başında da desenli, ipek eşarbıyla karşımda duruyordu. Yapmış olduğu hafif makyajıyla yine çok güzeldi.
“Hoş geldin kocacığım!” dedi. Sanırım orkideler işe yaramıştı. “Hoş bulduk aşkım!” diyerek içeri girdim. Yemek boyunca çok fazla konuşmadık. Konuştuğumuz birkaç cümle de iş hakkındaydı. Karım masayı topladıktan sonra, “Kahve içeriz değil mi? Hem de biraz konuşuruz!” dedi. Konuşmak? Ne hakkında olabilir ki acaba diye düşünürken, karım, “Dün gece biraz aşırı tepki vermiş olabilirim, özür dilerim!” diye devam ederek mutfağa yöneldi.
Balkonda oturmuş karımı beklerken ne konuşacağını düşünüyorken, karım yanıma gelip oturdu. Karım, “Dün gece için bir kez daha özür dilerim. Aşırı tepki verdim. Beklemediğim bir soruydu!” dedi. “Ben özür dilerim canım. Sormamalıydım sana böyle bir soruyu…” diye cevapladım. Karım, “Ama sordun… Kaç yıldan beri evliyiz, neden bugün? Bunun bir sebebi olmalı?” dedi. “Bir sebebi yok aslında. Öylesine sormuştum…” diye kaçamak cevap verdim.
Karım, “Evlenmeden önce çok fazla birbirimizi tanıma fırsatımız olmadı. İkimizin de bir geçmişi var elbette. Sana hiç sormadım evlenmeden önceki hayatını. Merak ta etmedim. Sen neden merak ediyorsun benim geçmişimi?” diye sordu. Karımın böyle yumuşamış olduğunu görünce içimdekileri anlatmaya karar verdim ve “Daha birbirimizi tam olarak tanımıyoruz bile. İçimdeki diğer beni bilsen yüzüme bakmaz, hemen terk edersin beni!” dedim. Karım, “O zaman neden birbirimizi tanımaya neden başlamıyoruz. Sırlar olmadan, yalan olmadan. Görünüşe göre başka bir Berat daha var. Mesela neden dün gece o soruyu bana sordun? Bununla başlayabiliriz!” dedi.
Karımın elini tuttum ve gözlerine bakarak, “Umarım diğer Berat’tan nefret etmezsin! Nereden ve nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Bunun nasıl başladığını bilmiyorum. Sanırım 16 yaşındaydım, cinsellik nedir yeni öğrenmeye başlamıştım. Bol bol mastürbasyon yapıyordum. Dişi sinek bile aletimi kaldırıyordu. Çevremizi biliyorsun, malum öyle fazla açık kadın yoktu. Hepsi kapalı. Komşu teyzeleri hayal ediyordum mastürbasyon yaparken. Fantazilerim hep orta yaşlı evli olgun kadınlar hakkındaydı. Annemle pazara giderdim. Pazarcıların anneme bakışlarını görürdüm. Ağızlarının suyu akardı. Annemi bilirsin güzel kadındır. Hep güzel giyinirdi. Makyajsız hiç çıkmazdı dışarı. Kapalı giyinse bile hep bir çekiciliği olurdu. Bazı geceler kapılarını dinler, babamla olan sevişmelerine kulak misafiri olurdum. Bu sevişmeler hep o pazardan döndüğümüz günlerde olurdu…”
“Sonra başka erkekler girdi fantazilerime. Annemi onlarla seviştiriyordum. Bildiğim erkekler, bakkal, manav, kasap, tüpçü… Annemin onlarla seks yaptığını hayal edip duruyordum. Kendimden utanıyordum böyle şeyler düşündüğüm için. Bir daha olmayacak, bir daha düşünmeyeceğim böyle sapıkça şeyleri diyordum kendi kendime. Ama yine de vaz geçemiyordum bu fantazilerden…”
Ben konuştukça sessizce dinleyen karımın şaşkınlığı yüzünden okunuyordu. Devam ettim, “Seninle evlendim. Aklıma gelmiyordu artık böyle düşünceler. Seninle mutluydum…” dedim ve sustum. Kelimeler boğazıma düğümlenmiş, ağzımdan çıkmıyordu. Karım yardımcı oldu bana ve “Evet mutluydun. Sonra?” dedi.
Devam ettim ve “Sen hatırlamıyorsundur bile belki, ama o gün benim halen aklımda!” dedim. Karım şaşkınlıkla, “Hangi gün?” diye sordu. Ben de, “Sana demiştim hatırlamazsın diye. Sanırım iki yıl önceydi. Pazar günü seninle alışverişe çıkmıştık. Manava gitmiştik…” dedim. Karımın yüzünden hatırlamaya çalıştığını anlamıştım. “Çok güzeldin yine o gün. Manavın çırağı seninle ilgileniyordu. Fakat biraz ötenizde başka bir adam sürekli olarak sana bakıyordu. Kapalıydın, erkekleri tahrik etmiyordun, ama adamın gözleri üzerindeydi. Adam kırkın biraz üstünde olmalıydı. İnce ve esmerdi. Uzun sakalları vardı. Kısacık kesilmiş, kıvırcık saçları vardı. Gözlerini sana öyle bir dikmişti ki, aklından neler geçiyor diye düşündüm. Belki de aklında seni soyuyordu o anda. Sonra yanına geldi, seninle bizzat ilgilenmeye başladı…”
“Sizden uzakta olduğum için duyamıyordum konuştuklarınızı. Adamın gözleri ise sürekli hareket halindeydi. Vücudunu didik didik ediyordu kapkara gözleriyle. Sanki içine düşmüştü senin. Bu arada, genç çırak da yanınızdaydı sürekli olarak. Sen adama bir şeyler söylüyor, adam çırağa talimat veriyor ve o da istenen meyveleri poşetlere doldurup tartıyordu. Ama çırağın da gözleri sürekli senin üstündeydi. Sen farkında mıydın bilmiyorum, ama pekte rahatsız değildin bu bakışlardan. Belki de farkında bile değildin seni gözleriyle soyduklarını. Bir ara çileklere bakmak için öne eğilmiştin. İkisi de arkanda kalmıştı, ikisinin de gözleri hemen önlerindeki senin o inanılmaz güzel götüne kilitlenmişti. Giydiğin o uzun eteğin altından belli olan çıkık yuvarlak götüne saldıracakmış gibi bakıyorlardı…”
“Birden gözlerim yaşlı adamın pantolonunun önünde meydana gelen kabarıklığa takıldı. Adamın aleti kalkmış kocaman olmuştu. Gözümün önünde yaşanan bu kısacık an içimdeki o fantaziyi yeniden ortaya çıkardı. Gördüğüm manzara beni de tahrik etmişti. Aletim sertleşmeye başlamıştı…”
Sözümü bitirmeden, karım, “Nee? Adamlar resmen orada gözleriyle soymuşlar beni. Sen de ses çıkarmadan öylece izledin olanları ha?” dedi. Sesinde bir kızgınlık yoktu. Ben de, “Ne desen haklısın. Hoşuma gitmişti. Ama şunu da unutma, o gece hayatının en güzel seksini yaşadığını söyledin gerdek gecesinden sonraki!” dedim. Karım, “Evet öyleydi. Gerdek gecemizden sonraki yaptığımız en güzel seksti. Sebebi demek buymuş!” dedi.
Ben devam edip, “Aslında o gece seni o yaşlı adamla düşündüm!” diye mırıldandım. Şaşkınlığı daha da artan karım, “Nasıl yani?” dedi. “Duydun işte. O gece seninle beraber olan adamın, o manavın olduğunu düşündüm. Kendimi manavın yerine koydum…” dedim. Tabii bunları söylerken utanmış ve başımı öne eğmiştim.
“Başka?” dedi karım. “Başka ne?” dedim. Karım, “Başka kimlerle düşündün beni? Kimlerle seviştirdin beni hayallerinde?” dediğinde şaşırma sırası bana gelmişti. “Gerçekten duymak istiyor musun?” diye sordum. Karım, “Söz verdik. Sırlar yok artık. Söyle, kimler yaptı beni?” diye üsteledi. Ben, “Manav, tüpçü, musluk tamircisi, bakkal…” diye başlayınca, sözümü kesen karım, “O kadar çok kişiyle mi?” diye sordu. Cevap vermedim.
Pantolonumun önündeki kabarıklığı fark eden karım elini uzatıp, pantolonumun üstünden taş gibi olmuş sikimi okşamaya başladı. Yüzündeki şehvetli ifadeyi görebiliyordum. Sanırım konuşmamız onu da tahrik etmişti. “Demek birilerinin bana bakıp sikini kaldırması, beni gözleriyle sikmesi hoşuna gidiyor ha!” dedi.
İlk defa ‘Sik’ kelimesini kullanıyordu. Mufazakar karımın ağzından ‘Sik’ kelimesini duymak beni şaşırtmıştı. Söyleyecek bir şey bulamadım. Ama gerçekten de tıpkı onun söylediği gibi oluyordu. Müthiş heyecanlanıyordum. Sikim neredeyse patlayacak gibiydi. Karımın parmakları da aklımın başımdan iyice gitmesine neden oluyordu. Karım birden, “Hadi gel yatağımıza gidelim… Yatağımıza gidip sikişelim, n’olur! Canım sikilmek istiyor kocacığım!” dedi.
Neredeyse koşarak yatak odamıza geçtik. Üstümüzdeki giysileri yırtarcasına çıkarıp, kendimizi geniş yatağın üstüne attık. Beni sırt üstü yatırıp, bir bacağını üstüme attı karım. Bir eliyle sikimi okşuyor ve gözlerimin içine bakıyordu. Yüzündeki ifadeden azgınlığı belli oluyordu. Boynundan tutup onu kendime çektim ve çılgın gibi öpüşmeye başladık. Dilimi yakalayıp ağzının içine çekti ve emmeye başladı. Gözlerini kapamış, emiyordu dilimi. Parmakları da sikimin çevresine sımsıkı dolanmış, yukarı aşağı hareket ediyordu. İnanılmaz derecede heyecanlanmıştım yine.
Dilimi bırakıp gözlerini açtığında yeniden göz göze geldik. Karım, “Ohhh, kazık gibi oldun… Daha önce hiç böyle sertleşmemiştin! Demek hoşuna gidiyor, başkalarının beni sikmek istemesi? Hadi söyle bana! Söyle hoşuna gittiğini!” “Evet!” diye itiraf ettim mırıldanarak. Düşündüğümden daha kolay olmuştu bunu karıma söylemek, “Hoşuma gidiyor… Hem de çok hoşuma gidiyor!” dedim.
Birden hareketlenip ters olarak üstüme çıktı karım. Kalçaları yüzümün hizasında, havadaydı. Belini iyice çukurlaştırdı. Her zaman olduğu gibi amının kıllarını iyice temizlemişti. Bir resim kadar güzel amı şimdi susamış bir ağız gibi açılmıştı. Vıcık vıcık sulanmıştı. Karım sikimi sıvazlamayı sürdürüyordu. Artık yıllardır içimde tuttuğum, kimseye anlatamadığım duygularımı bundan sonra ortaya çıkarabilirdim. “Güzel miyim?” diye sordu birden karım. “Çok güzelsin karıcığım, harikasın!” dedim. “Amım güzel mi?” diye sordu. “Hem de çok!” dedim.
5 yıllık evliliğimiz boyunca karım bir kere bile ağzına almamıştı sikimi. Bunu yapmasını çok arzu ettiğim halde bir kere bile bunu yapmasını istediğimi söyleyememiştim ona. Sanırım benden cesaret alan karım, “O beni seyredip sikini kaldıran, beni sikmek isteyen, o gün gözleriyle siken manav, senin şimdi gördüklerini görebilseydi ne yapardı acaba?” diye sordu. “Her halde kimse durduramazdı onu…” dedim. “Yani?” dedi karım. “Yani onu engellemek mümkün olmazdı…” dedim. Karım da, “Beni sikerdi değil mi kocacığım? Kocaman olmuş sikini amıma sokardı değil mi? Ohhhhh, sikerdi beni değil mi?” dedi.
Karımın ağzından böyle ayıplı kelimeleri duymak hoşuma gidiyordu. “Evet karıcığım, sikerdi. O kocaman sikini senin o amına sokardı!” dedim. Karım, “Kocaman sikiyle sikerdi beni, ohhhh!” dediğinde neredeyse boşalacaktım. Normalde kıskançlıktan çıldırmama neden olabilecek şeylerden söz ediyorduk ve ben bundan akıl almaz bir biçimde hoşlanıyordum. Hoşlanmak ne kelime, öylesine tahrik oluyordum ki, kafayı yemek üzereydim, “Biraz daha böyle konuşursan belim gelecek!” dedim.
Karım, “Manavın kıllı, kapkara, sert sikinin amıma girdiğini düşünüyorum, ohhhhhh, ne kadar güzel olurdu değil mi? Amıma girerken sen yapardın kocacığım?” diye devam ediyordu. “Senin sikilmeni izlerdim. O ayının altında zevkten inlemeni izlerdim!” dedim, ama daha fazla tutamadım kendimi, döllerim gelmeye başladı. Karım hızlıca sikimi sıvazlıyordu. İnanılmaz bir şekilde boşalıyordum. Döllerim karımın eline bulaşmıştı. Bugün hayatımızın ilkler günüydü. Sonra karım kalçalarını indirip, amını ağzıma yapıştırdı. Vücudu dalga dalga sarsılıyordu. Am suları ağzıma, hatta boynuma akıyordu. Karım da orgazm olmuştu…
Birbirimize sarılmış olarak yatıyorduk. Karım, “Hani sormuştun ya ilk erkeğin ben miyim diye? Evet, ilk erkeğim sen oldun, ama benim de sana anlatmadığım şeyler var elbette. Mesela ilk gördüğüm sik seninki değildi!” dedi. Şaşkınlıkla, “Gerçekten mi?” diye sordum.
Karım, “Lise bitmiş üniversiteye hazırlanıyordum. Bir komşumuz vardı, Mehmet abi, 45 yaşlarında evli bir adamdı. Babamın çok samimi arkadaşıydı. Ailecek görüşüyorduk. Oldukça bilgili bir adamdı, özellikle matematik ve fizik derslerinde bana yardımcı oluyordu. O zamanlar bir erkek arkadaşım vardı. Ailem bilmiyordu. Mehmet abi bizi görmüş öpüşürken, üstüne üstük resimlerimizi de çekmişti. Sonra bir gün benimle konuşmak istediğini söyleyip çağırmıştı…”
“Arabasında oturmuş konuşuyorduk. Resimleri gösterip, ‘Olur böyle şeyler. Gençsin güzelsin…’ dedi. ‘Mehmet abi ailemin haberi yok, lütfen söyleme bizimkilere!’ dedim. ‘Merak etme sen. Beni memnun edersen gördüklerim aramızda kalacak!’ dedi sırıtarak. Özellikle babam duyarsa bir erkek arkadaşım olduğunu kesinlikle beni döverdi. Mehmet abinin elinde bir koz vardı ve onu kullanmak istiyordu. Ne istediği gayet açıktı. Ben bunları düşünürken Mehmet abi pantolonun üstünden sikini okşuyordu. Derken bir fermuar sesi duydum, daha da ileri giderek sikini dışarı çıkarmıştı…”
“Bakmamaya çalışsam da Mehmet abinin siki çok büyük ve heybetliydi. Özellikle gövdesi kalın ve başı büyüktü. Elimden tutup elimi sikinin üzerine koydu. ‘Abi ben bakireyim!’ dedim. ‘Merak etme seni sikmek gibi bir düşüncem yok. Sadece ağzına almanı ve beni boşaltmanı istiyorum!’ dedi. Ben de, ‘Söz ver, ondan sonra sileceksin o resimleri değil mi?’ dedim. ‘Söz!’ dedi ve bir anda göğsümü okşamaya başladı. Kafamı çevirince göz göze geldik. Bana, ‘Çok güzelsin Rümeysa!’ diye fısıldayarak öpmeye başladı…”
“Erkek arkadaşımdan sonra öpüştüğüm adamdı. Tecrübeliydi ve çok güzel öpüşüyordu. Bir yandan da göğüslerimi de okşamaya devam ediyordu. Hoşuma gitmeye başlamıştı. Dudaklarımdan boynuma doğru indi. O anda da elini bacaklarımın arasında fark ettim. Bastırıyor ve okşuyordu. Bir an kendimden geçtim ve elimi onun elinin üstüne koyup, ‘Dur, yeter bu kadar, lütfen’ diye fısıldadım. ‘Sakin ol. Bir şey yapmıyorum!’ dedi. Tekrar dudaklarımı öpmeye başladı. Göğüslerimi okşuyor, boynuma çeneme küçük küçük nefesler ve öpücükler konduruyordu. Sonra da gömleğimin döğmelerini açtı. Sutyenimden çıkardığı memelerimi yalamaya, başlarını emmeye başlamıştı…”
“Elimi yeniden tutup sikinin üstüne koydu. Kocaman olmuştu siki. Kalın, sert ve kıllıydı. Elimi çekmek istediysem de bırakmadı ve elimi sikinin üzerine bastırdı. Kulağıma, ‘Okşa onu!’ dedi. Elime aldım, acayip sertti. Avucumla kavradım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Elimi tutarak beni yönlendirdi. Çok sıcacıktı siki. Ben aşağı yukarı sıvazlarken, ‘Süpersin Rümeysa!’ diyordu. Bir anda, ‘Ağzına al!’ dedi. Daha önce hiç yapmamıştım. Erkek arkadaşımla öpüşmekten öte gitmemiştik. ‘Bu nasıl ağzına alınır ki, ben anlamam öyle şeylerden…’ dedim. ‘Öğrenirsin işte!’ dedi ve kafamı sikine doğru bastırdı. ‘Yala dedim sana. Yoksa…!’ diyerek resimleri ima etti…”
“Suratıma değen sikin ucunu ağzıma doğru götürdüm. Dilimi çıkardım ve bir kere yaladım, sonra bir daha. İğrenecek bir şey değildi. İyice yalamaya başladım. Mehmet abi inliyordu. Ağzımı sonuna kadar açtım, sikinin başı ancak ağzımın içindeydi. Dilimle sikinin başını yokluyor, alabildiğim kadar ağzımın içine almaya çalışıyordum. Ben onun sikini yalarken başını ağzıma soktu. Çok sıcaktı, yumuşacık bir şey ağzımdaydı. Alabildiğim kadarını ağzıma alıp hafifçe sömürdüm. Bir anda kafamı tutup yukarı aşağı çekmeye başladı. Deliler gibi inliyordu. Sonra bir anda ağzımdaki siki titremeye başladı. Ne olduğunu anlamadan ağzıma bir şeyler fışkırdı. Ağzım sikiyle dolu olduğundan tüküremedim ilk anda. Bir anda sikini çıkarttım ağzımdan. Derin derin nefes alıyordu. Mehmet abinin dölleri ağzımdan akıyordu. Midem bulanmıştı. Hemen tükürdüm…” diye bitirdi anlatacağını karım.
Heyecanla karımı dinlemiştim ve anlattıkları sikimin kalkmasına, sertleşmesine sebep olmuştu. Heyecanla, “Sonra?” diye sordum. Karım, “Bu tabii bir seferle kalmadı, haftada bir iki kez buluşup aynı şeyi yapmaya devam ettik. İşin ilginç tarafı ise, birkaç defadan sonra sik yalamaya ve döl yutmaya iyice alışmıştım ve çok hoşuma gidiyordu. Ama dediği gibi beni hiç sikmedi. Belki de bakire bir kızı bozmaktan korkuyordu!” dedi.
Karıma, “Benimkini hiç ağzına almadın ama?” dediğimde, “Almak, yalamak istedim, ama sana söylemeye çekindim. Beni yanlış anlamandan korktum. Ama sen de hiç teklif etmedin!” dedi. “Ben de aynı şekilde çekindim. Yapmayı sevmezsin diye düşündüm!” dedim. “Ah canım kocacığım. Çok şey kaçırmışız!” dedi ve bacaklarımın arasına girdi. Sonra ilk defa sikimi ağzına aldı. Karım ilk kez sikimi emiyordu. Sikimi ağzından çıkarmadan bana baktı. Yüzündeki ifade müthişti yine. Gözlerimi kapayıp, kendimi aldığım zevke bıraktım, ellerimi karımın saçlarına götürdüm…
Karım sikimi emerken bir sonraki adımı atmaya karar verdim. “Biliyor musun neyi merak ediyorum?” dedim. Karım sikimi ağzından çıkardı ve “Neyi?” diye yanıtladı soluk soluğa. “Başka erkeklerin seni sikmek istemeleri bu kadar tahrik ediciyse…” dedim. “Eeeee?” dedi karım. “Biri seni gerçekten sikse ne olurdu?” dedim. İçimdekileri döküyordum. Kalbimin atışları hızlanmış, inanılmaz heyecanlanmıştım.
Karım da bana uymaya başlamıştı, “Eminim çok daha fazla tahrik olurdun. Eminim çok zevk alırdın kocacığım!” cümlesi döküldü ağzından. “Ohhhh!” dedim, sonra da, “Peki ya sen? İstiyor musun?” diyebildim zorlukla. Karım cevap vermeyince devam ettim konuşmaya, onu daha da azdırmak istiyordum. “Bir düşünsene… Yabancı birinin kocaman olmuş sikini amına soktuğunu… döllerini amının içine fışkırttığını… ne harika olurdu, değil mi karıcığım?” dedim. Karım, “Evet, istiyorum, yabancı biri tarafından sikilmek istiyorum. Yabancı birinin sikini içimde istiyorum!”diye mırıldandı.
Nihayet, karım da kendini başka erkeklere siktirmek istediğini söylemişti. Gözlerime bakarak hareketlendi ve ata biner gibi oturdu üstüme. Amı, sikimi olduğu gibi yutmuştu sanki. Ellerini karnıma dayadı. Kalçaları hareketlendi. Amı ateş gibi yanıyordu. “Kendimi başka erkeklere siktirmek istiyorum. Ohhhh, kendimi tüm erkeklere siktirmek istiyorum!” dedi. Zevk alıyordu karım, amı sulanmıştı.
Ben de karım iyice havaya girsin diye, “Siktir karıcığım kendini başkalarına. O kalın kıllı siklerini amına soksunlar. Ben de seyretmek istiyorum. Kocaman, kapkara, kıllı bir sikin amına nasıl girip çıktığını seyretmek istiyorum. Senin zevkten çıldırdığını, nasıl inlediğini görmek istiyorum. Döllerini içine attırmasını izlemek istiyorum. Sonra seni sikmek istiyorum. Amının içinde adamın dölleriyle benim döllerim birbirine karışsa ne güzel olurdu, değil mi karıcım?” diyerek motive ediyordum.
Karım iyice havaya girmişti. “Siktir beni kocacım, bilmediğim erkeklere siktir. Amıma boşalsınlar. Ağzıma boşalsınlar!” dediği anda tüm vücudu sarsılarak orgazm olmaya başladı karım. Gözleri geri kaymış, yalnızca beyazları görünüyordu. Amının suları bir çeşme gibi akıyordu sanki…
Sonra duruldu. Kalçaları yine yukarı aşağı hareketlere başladı. Zonklamakta olan sikimi hızla amına alıyor, çıkarıyordu. Aldığım hazdan dolayı daha fazla dayanma şansım yoktu. “Ohhh! Geliyorum karıcığım, dölle doldurdukları amını bir de ben döllüyorum!” diyerek zor tuttuğum döllerimi karımın amına fışkırtmaya başladım. Karım da sikim amındayken üzerime yattı. Birbirimize sarılıp öylece kaldık bir süre, nefeslendik.
Sonunda karıma açılabilmenin ve gizli fantazilerimi karımla konuşabilmemin inanılmaz rahatlığı ve heyecanı vardı üzerimde…