
Götveren Karım!
Götveren Karım! (Ersin 37 Y., İstanbul) Karımı fotoğraf çekimlerinden sonra hafta içinde Hasan abinin bulduğu adam ne kadar sosyal medya varsa, forum sitesi varsa, Eskort reklam sitesi varsa hepsine fotoğrafları ve kısa tanıtım yazılarını, Burcu ablanın telefon numarasını iletişim yazarak yüklemişti. Hasan abi fotoları çekerken karımın yüzü görünmeyecek demişti, ama resimlerde karımın göz bölümünde buğu vardı, kalan kısım belli oluyordu. Dikkatli bakan karımı tanıyan biri güldüğünde yanağındaki gamzeden veya boynundaki benden iyi kötü çıkartabilirdi. Biraz tedirgin oldum, ama zaten bizim akrabalardan bu işe bakacak kimse olmadığı için çok dert etmedim. Hafta içi işten ne zaman dönsem Burcu abla bizim evdeydi. Yine bür gün eve geldiğimde salonda oturmuşlar gelen mesajlara, yapılan yorumlara bakıp gülüşüyorlardı. Oğlan odasında oyuncaklarıyla oynarken karım ve Burcu abla karımın bedenini satması konusunda eğleniyorlardı. Tabii ben böyle düşünüyordum, karım orospuluk yapmayı kafasında benim kadar büyütmemişti. Burcu ablanın zaten umurunda değildi, sonuçta sikilen onun namusu değildi. “Nasıl gidiyor?” diye sorduğumda, Burcu abla, birkaç telefon araması geldiğini, ancak rakam ve mekan konusunda Hasan abinin kesin talimatı olduğu için anlaşamadıklarını söyledi. “Neymiş o talimatlar?” dedim. “Mekan sadece sizin ev olacak. Polis ve fuhuş konusu için sizin ev en güvenli yer. Ücret de sadece gecelik olacak, öyle iki saat kısa kısa bir sürü müşteri olmayacak, bu yüzden 1.000 dolar civarı alacağız!” dedi Burcu abla. Aslında Nalan çalışacak ama kazancı Hasan abiye, borçlara, bankadaki senetlere, karımın kıyafet ve kuaför harcamalarına gidecek, bize yine bir şey kalmayacak diye düşündüm, biraz da moralim bozuldu. Hep orospuların iyi kazandığını sanırdım, ama iş karımın orospuluğuna gelince öyle olmuyordu. Aynı hafta çarşamba günü akşam 6 gibi eve geldiğimde Burcu abla yine bizdeydi. Karım da giyiniyordu, ama gece kıyafeti, sanki dışarı çıkacak gibi özeniyordu. “Hayırdır, bir yere mi gidiyorsunuz?” dedim. Burcu abla, “Yok, iş çıktı, 8’de gelecek biri var!” dedi. “Aaa, kimmiş?” dedim. Burcu abla, “Nerden tanıyacaksın oğlum dedi, gençten, 20’li yaşlarında biri!” dedi. Telefonunu bana gösterip, “Bak profiline!” dedi. Baktım. Çok toy görünüşlü, beyaz tenli, ufak tefek, paylaştıklarından anladığım kadarıyla babası çok zengin bir gençti. Zaten 1.000 dolar parayı bir gece için zengin olmayan biri veremezdi. Karım bu arada gözüne kalem çekip dikkatlice rimelini sürüyordu, yine kıpkırmızı parlak ruj sürmüştü. Krem renkli kısa ama yırtmaçsız bir dar etek, üzerinde kolları açık beyaz bir bluz vardı. Bacaklarında da beyaz ince çorap vardı. Bu kıyafetleri de daha önce görmemiştim. “Beyaz konsepti mi var?” dedim şakayla. Karım çok ciddi makyaj yaptığı için cevap vermedi, ama Burcu abla, “Bu genç dedi daha önce hiç milli olmamış, amı kuyu gibi olmuş orospulardansa ev hanımı, iyi aile kadını diye Nalan’ı seçmiş. İki gündür heryerden iyice araştırmış Nalan’ı. Yani dedi senin anlayacağın bu gece zifaf var, (gülerek) Berkecan’la Nalan gerdeğe girecekler. Gelinlik giy dedim de, Nalan evlendiğinizdeki gelinliği giyemedi, o zaman daha zayıfmış, üzerine olmadı!” dedi. Karım da bana dönüp eteğini kaldırıp, “Baaak!” dedi, külodunu gösterdi. Beyaz incecik tül gibi dantelli, amına gelen kısmı yarık şeklinde açık, sexy bir külottu. Külotta o açık kısmı, külot çıkmadan Berkecan sikini karımın amına yerleştirebilsin diye yapılmıştı. Bluzun içinde de yine beyaz bir sutyen vardı. Saat 8’e doğru gelirken oğlanın pijamalarını da alıp Burcu abla ben ve oğlumuz bizim evde karımı yalnız bırakıp Hasan abilere gittik. Burcu abla oğlumu içeri odaya aldı, dünyanın oyuncağı vardı. Şaşırdım, “Aaa abla hazırlık yapmışsınız?” dedim. “Bizim çocuğumuz yok ya, senin oğlan bize çok iyi geliyor!” dedi. Ben de içeri Hasan abinin yanına gittim. Hasan abi, “Hoş geldin!” deyip bir kadeh rakı da bana koydu. Keyfi yerindeydi, piyasa tabiriyle otobüs çalışmaya başlamıştı. Hasan abi, “Aferin bizim kızlara, aferin Burcu, bulmuşsunuz süt gibi zengin çocuğunu. Hem sevaptır ilk kez milli olacak, hem de bunların çevresi geniştir. Şansımız tutarsa kısa zamanda epey para toparlarız!” dedi. Ben de, “Çok iyi olur abi!” dedim. Hasan abi, “Sana da aferin, herkes karısını orospu yapamaz. Ama sen tabii fındık kadar taşaklarınla zaten Nalan seni donunda sallıyordur (alaycı şekilde gülerek). Oğlan senden mi, emin misin?” dedi sırıtarak. “Aman abi, tabii ki benden, yok daha neler!” dedim. Burcu abla içeride oğlanı oyalayıp uyuturken biz de tavla oynadık Hasan abiyle. Karımın işi gecelik olduğu için sabaha kadar Hasan abilerde kalacaktık oğlumla. Biz tavla oynarken Hasan abi ha bire boşalan bardağıma rakı koyduğu için epey çarpıldım. “Abi ben bittim!” deyip kanepenin kenarına kıvrıldım, uyumuşum. Sabah 8 gibi uyandım, baktım Hasan abi de kanepede uyumuş, içerde Burcu abla benim oğlanla sarılmış uyuyordu. İşe gideceğim için üstümü başımı değişmek için bizim eve geçtim. Eve girdiğimde karım ve Berkecan mutfaktaydı. Karımın üzerinde saten şeffaf bir gecelik vardı, içinde külot sutyen hiçbir şey yoktu. Çok pahalı bir geceliğe benziyordu. Bu masraflara dayanmak zordu, karımın gerçekten çok çalışması lazım diye düşündüm. Berkecan giyinikti. Karım bana, “Hoş geldin!” deyip Berkecan’ın çayını koydu. Berkecan da, “Abi hoş geldin!” dedi. “Hoşbulduk aslanım!” dedim. Biraz Berkecan’la sohbet ettim, karım benim kahvaltımı da hazırlarken. Berkecan nişanlıymış, 6 ay sonra evleneceklermiş. Babasının özel okulu varmış, orada finans bölümünde çalışmaya başlamış. Düzgün, hayırlı, ehlinamus bir kızmış nişanlısı. Anlattığı kadarıyla kapalı bir kızmış. Zaten aslında tutucu bir ailesi varmış… Kahvaltı bitince Berkecan ayakkabılarını ve montunu giyerken, karım, “Yine gel Berkecan, çok tatlısın!” dedi, dudağına bir öpücük kondurdu. Berkecan biraz mahcup öptü karımı. Karım da, “Çekinme Ersin abinden!” dedi. Ben de gülümseyerek onayladım başımla. Berkecan rahatlamıştı. Karımı tekrar dudağından öperken iki eliyle de götünü avuçlayıp sıktı. Berkecan öyle ateşlenince, karım, “Gel istersen yatağa, gitmeden önce bir psta daha at!” dedi. Berkecan, “Yok abla sağol, çok boşaldım, hakikaten sağol!” dedi. Karım da, “Güzel yorumlar yaz, yine gel!” deyip yolcu etti Berkecan’ı. Ben de işe gidecektim. Yatak odamıza giyinmeye gidince, yerde ve yatağın üzerinde kullanılmış prezervatifler gördüm. Karım da yanımdaydı, “Berkecan’ın arkadaşları aman prezervatifsiz sikme demiş, hastalık bulaşır demiş, o yüzden prezervatifsiz yapmadı!” dedi. Aslında tüm bu insanlar için karım pis bir orospuydu, ama karım gayet neşeliydi tersine. “Ne oldu, hoşlandın mı Berkecan’la sikişirken?” dedim. “Saçmalama, ne ilgisi var, iş işte!” dedi. “Peki, nasıldı?” dedim. “Ne anlatayım, sikti işte!” dedi. “İyi peki!” dedim. Karım beni yolcu etmeden duşa girdi, ben de işe gittim. Akşam eve geldiğimde yine Burcu abla bizdeydi ve karım makyaj yapıyordu. İkisi de şarkı söylüyor, bir yandan da bizim oğlan Burcu ablasıyla oynuyordu. “Ne oldu, hayırdır?” dedim. Burcu abla, “Berkecan’ın iki arkadaşı varmış, onlar gelecek birazdan!” dedi. “Oo iki kişi 2.000 dolar ha, vay canına!” dedim. Burcu abla, “Yok, 1.000 dolar. Nalan’ın ücretini yarı yarıya 500-500 ödeyecekler!” dedi. “E Hasan abi ne dedi?” dedim. “Tamam dedi oğlum, gecelik 1.000 dolar işte, bir kişi iki kişi ne fark eder, zaten Nalan bir tabur askeri bayıltır!” dedi gülerek. Karım da, “Aman ablaaa yapma sen de!” deyip kahkaha attı. Karımın üzerinde dün gece gördüğüm şeffaf saten beyaz gecelik vardı, başka bişey yoktu, ama makyajlıydı yine. Burcu abla, “Hasan abin dedi ki, Ersin evde kalsın, ne olur ne olmaz, iki genç var!” dedi. “Tamam abla!” dedim. Burcu abla oğlumuzu alıp kendi evlerine gitti. Ben de salonda TV açtım, karım içerde makyajına devam etti. Saat 8 olmadan kapı açıldı, biraz erken gelmişlerdi. İki genç vardı kapıda, aynı Berkecan gibi temiz yüzlü çocuklardı. Biri çok uzun boylu ama zayıftı, diğeri normal ben boylarda, o da zayıftı. Uzun boylu olan Mahir, kısa boylu olan Mete’ymiş. İkisini içeri buyur ettim, biraz tedirginlerdi. Salonda sigara ikram ettim, ikisi de kullanmıyormuş. Uzun boylu Mahir basketbolcuymuş, aslında babası kapıcıymış, Berkecan’ın babasının okulunda burslu okumuş. Kısa boylu Mete’de hacı sakalı vardı, o da Berkecan’la aynı hocadan arapça dersi alıyormuş. Bunlar bayağı sofuydu, ama iş sikmeye gelince biz namussuz oluyorduk. Neyse, tatsızlık çıkartmadan çocukları dinledim. Biz konuşurken karım içeri girdi, şeffaf geceliği ile memeleri dik, dolgun ve belirgin, bacak araları ışıktan görünür şekilde, “Hoş geldiniz gençler!” dedi. Yaklaşlıp ikinin de dudaklarını hafifçe öptü ve “Hanginiz önce kocam olacak?” dedi. Nalanın bu sözü hoşuma gitti, çünkü ikisi birden aynı anda karımı gurup mu sikecek diye endişeleniyordum, birer birer olması daha iyiydi. Mete bana parayı ödeyip karımla beraber yatak odasına gitti. Koridorda karımın götünü avuçluyordu Mete yürürken. Yatak odamız girince kapıyı kapattılar. Ben de Mahir’le kaldım salonda. Mahir’in 2 metreye yakın boyu vardı, hayatını basketbola adamış, oradan kazanacağı parayla yaşamayı planlayan, aslında gariban bir gençti. O da kendi payına düşen 500 doları bana verdi ve “Abi hayatımda hiç sevgilim olmadı, ilk olacak, erken boşalırsam diye de korkuyorum, Nalan abla çok çok güzel!” dedi. “Korkma oğlum, boşalırsan Nalan ablan yardım eder tekrar kaldırır, sonuçta sabaha kadar sizin!” dedim. “Teşekkürler abi!” dedi Mahir. Sonra da, “Mete çok kadınla birlikte oldu, o alışkın!” dedi. Biz konuşurken içerden karımdan, “Ayyy!” sesi geldi, ama alışkındım, hep yapıyordu o sesi amına yarak ilk girince. Fakat bu sefer farklıydı, karımın sesi devam ediyordu. Mahir de gülüyordu. Ben de güldüm, ama endişe de ettim Mete bir kötülük yapıyorsa diye. Karımın sesleri durmadı, ama boğuk boğuk gelmeye başladı. “Ben bir bakayım!” dedim, kalktım yatak odamıza gittim. Kapıyı açınca karım yatağın üzerinde domalmıştı, Mete de arkasında, ama hafif dizlerinden ayaktaydı, karımın üzerine tırmanmıştı. Karımın yüzü yatakta yan duruyor, Mete bir ayağını öne almış, ayağıyla karımın yanağına bastırıyordu. Ben içeri girince Mete durdu, karım başını kaldırıp bana baktı, “Ne oldu?” dedi. “Çok ses çıkıyor, saat 10 oldu, millet duyacak!” dedim. Dikkatli bakınca Mete’nin sikinin karımın götünde olduğunu gördüm. Ben hiç karımın götünü sikmemiştim, hatta Hasan abi de karımın götünü sikmemişti. Mete’nin haberi yoktu, ama karımın bakire götünü sikiyordu aslında. Belli ki karım masaj salonundan aldığı sprey jeli iyice sürmüştü götüne, çünkü yağ gibi hareket ediyordu Mete’nin siki karımın götünün içinde. Mete bana dönüp, “Abi bak!” dedi, sikini karımın götünden çıkarttı, sonra hızlıca pat diye soktu. Karım yine, “Ayyy!” dedi. Aslında Mete karımın götünün içinde gidip gelerek sikmiyordu, hep sokup çıkartıyordu. Karımın göt deliği kapanmaz olmuştu sokup çıkartmaktan. Mete iyice genişletmişti karımın götünü. Karım bana, “Sen git, birşey yok!” dedi. “Tamam, ama bağırma artık!” dedim. Karım da Mete’nin uzattığı ayağının başparmağını ağzına aldı, emzik gibi onu emerek, götünü deldirmekten çıkan sesini azalttı. Ben de odadan çıkıp Mahir’in yanına döndüm. “Abi, Mete Nalan ablayı götten sikiyor, değil mi?” dedi. “Evet, nasıl anladın?” dedim. “Yolda konuştuk, Mete göt hastası. Göte girmek için sikin taş gibi olması lazım diye macun filan yedi. Umarım Nalan ablanın canını çok yakmaz!” dedi. “Yok, merak etme Nalan ablana birşey olmaz!” dedim. Yarım saate sesler kesildi, Mete ve karım hızlı adamlarla banyoya koştular. Gidip baktım, karım klozetteydi, Mete duştaydı. İçeri yatak odasına geçtim, pencereleri açıp havalandırdım odayı. Çarşafı topladım, yenisini serdim. Mete ve karım banyodan çıkınca tekrar yatak odasına geldiler, Karım, “Gel devam Meteciğim, lütfen!” dedi. Yatakta domalıp yüzünü çarşafa yaslayıp iki eliyle götünün yanaklarını iki yana açtı. Götü kıpkırmızıydı, tahriş olmuştu. Mete’nin siki halen kazık gibiydi, sanırım macun etkisindendi ve halen boşalmamıştı. Karımın arkasına geçip sikini hızlıca karımın götüne soktu. Karımdan yine, “Ayyy!” sesi çıktı. Mete sikini çıkartıp kalkıp çekmecelere gidip karımın bir külodunu aldı, karımın ağzına soktu. “Ersin abi haklı, çok ses yapıyorsun!” dedi. Tekrar başladı karımın götüne sokup çıkartmaya. Karım bana başıyla dışarı çık işareti yaptı, çıktım. Salonda Mahir kıyafetlerini çıkartmış, sadece külotla kalmış, TV’deki diziyi izliyor, bir yandan eli külodun içinde sikiyle oynuyordu. “Abi hazırlanıyorum da, kusura bakmazsın değil mi?” dedi. “Rahat ol Mahirciğim!” dedim. Sanırım yarım saat sonra sesler kesildi. Mete çıktı banyoya girdi. Karım yatak odasından çıkmayınca merak ettim bakmaya gittim. Yatakta yatıyordu, beni görünce, “Baksana kanamış mı?” dedi, ayaklarını kaldırıp götünün yanaklarını açtı. Baktım, “Kızarmış biraz, ama birşey yok gibi!” dedim, o an da döller aktı karımın götünden. Havluyla sildim, “Temiz bak, birşey yok!” dedim. “Biraz tansiyonum düştü herhalde, bir bardak su getirir misin? Ne zormuş yaa. Boşalmadı bir türlü!” dedi. Biz konuşurken Mahir girdi yatak odasına, “Burası çok kötü kokuyor, ben yapamam burada. İçerdeki odada yapalım!” dedi. Ben hemen, “Olmaz orası, çocuğumuzun odası. Salona geçin!” dedim. Mahir karımı yataktan kollarına alıp rahatça kaldırıp kucağına alıp salona taşıdı. Ben de karıma aspirinli su hazırladım. Mahir salonda karımın memelerini yalayıp ısırırkan bir eliyle de amıyla oynuyordu, aşağı inip ayaklarını yalıyordu arada. Ben aspirinli suyu verdim karıma, içti ama bitkindi. Mahir karımın tadına bakmayı bitirince boxerini çıkarttı. Siki uzundu, aslında boyuna orantılıydı. Kendi gbi siki de ince gibiydi, ama herhalde 18 cm filan vardı uzunluğu. Karım da sikini gördü Mahir’in, ama bitkinlikten hiç tepki vermedi. Sadece bacaklarını iki yana açtı. Mahir hemen karımın bacak arasına girip sikini soktu, karım yine, “Ayyy!” dedi. Mahir’in bu çok hoşuna gitti. Çok hızlı şekilde kökleye kökleye sikmeye başladı karımı. Karım zorlanacak diye düşünüyordum, ama çok tepkisizdi. Mahir 5 dakka siktikten sonra, “Abla ölü gibisin ama!” dedi. Karım da, “Yok birtanem, sen devam et, durma lütfen!” dedi. Mete de banyodan çıkıp gelmiş kanepeye oturmuştu. Mete, Mahire, “Sendeki yarak bende olsa var ya ne delerdim bu götü!” dedi. O terbiyeli çocuklar gitmiş yerine piçkuruları gelmişti sanki. Mahir de, “Denesem mi acaba?” dedi. “Tabii oğlum!” dedi Mete. Karımı yüz üstü çevirdiler, karımın domalacak hali yoktu. Mete yaklaşıp karımın göt yanaklarını ayırıp göt deliğini açığa çıkardı ve “Ben genişlettim zaten!” dedi. Mahir de sikini eliyle tutup karımın götüne soktu. Karımın sesi çıkmadı, ama Mahir, “Offf, haklıymışsın Mete, amdan çok daha güzel bu!” dedi. Mahir itekleye itekleye sikinin hepsini soktu karımın götüne, sonra da üzerine yatıp bir kolunu karımın ensesine yaslayıp sadece belini hareket ettirerek karımın göt deliği içinde gidip gelmeye başladı. Çok sürmeden de vücuduyla iyice karımı ezerek götünün içine akıtmaya başladı ohlaya ohlaya. Mete, “Aferin lan, milli oldun, hem de hem amdan hem götten!” dedi, sonra da bana, “Abi havluyu bir de şu spreyi getirir misin içerden?” dedi. Havluya karımın götündeki dölleri temizleyip güzelce jelledi. Siki yine taş gbi kalkmıştı. Bu sefer Mahir karımın göt yanaklarını iki eliyle ayırdı, Mete soktu sikini karımın götüne. “Domaltmadan böyle yatarak daha iyimiş lan, hiç yapmamıştım!” dedi. O da aynı Mahir’in yaptığı gibi sadece belini oynatarak karımın götünün içinde kaydırıyordu sikini. Ben de çok tahrik olmuştum, ama karımı böyle ezdikleri için de üzülüyordum. Yine de sikim odun gibi olmuş zonkluyordu. Mete tüm ağırlığıyla karımın götünü sikerken ensesini öpüyor, kulağının arkasını yalıyordu. “Abla götverensin sen!” diye fısıldıyordu, bana da, “Abi normal sikişler unutulurmuş, ama kadınlar götünü sikenleri hiç unutmazmış. Nalan abla da hep beni hatırlayacak!” dedi. Sonra Mahire dönüp, “Aç iyice ablanın götünü!” dedi, kendi de elleri üzerinde yükselip ağırlığını aldı karımın üzerinden ve bu sefer zıplaya zıplaya kökleye kökleye götünü sikmeye başladı karımın. Her köklediğinde karım, “Ayyy!” diyordu. O şekilde karımı bağırta bağırta 10 dakika kadar götünden sikti, kendi de ter içinde kaldı ve “Ahhh!” diyerek sikini sıkıca tutarak kalktı karımın üzerinden. Çabuk bir hareketle karımı sırt üstü çevirip başını kendi bacakları arasına alıp yüzüne fışkırttı döllerini. Karım yüzünü silmedi bile. Bir bana baktı, bir Mete’nin agresifleşmiş yüzüne baktı. Mahir de iyice azmış, siki kalkmıştı yine. Hemen hızlıca karımın bacakları arasına girip amını sikmeye başladı, ama yüzü döllü olduğu için karımın yüzüne yaklaştırmıyordu kendini. Çok uzun sikini karım nasıl o kadar rahat alıyor diye düşündüm bir yandan. 18 cm’lik bu yarak bu kadar kolay giriyorsa karımın amına, benim küçük sikimi hiç hissetmemiş demek evliliğimizden beri diye içimden geçirdim. Mahir çok hızlı sikiyordu, temposunu ayarlayamamıştı, tahmin ettiğim gibi 3 dakika sürmeden karımın amının içine boşaldı. Mahir karımın üzerinden kalkınca, karım bana kısık sesle, “Havluyu verir misin?” dedi, amından döller akıyordu. Ben de havluyla sildim Mahir’in döllerini karımın amından. (Ersin) (1) Mutlu Son / Happy Ending! (2) Madalyalar Bana Takıldı! (3) Camoka! (4) Karımın Orospu Oluşu! (5) Beş Yıldızlı Orospu! (6) Götveren Karım! ✔ (7) Karımın Orospulukta Zirveye Çıkışı! (8) Mutsuz Son / Kerhane Orospusu Karım!
Ayrıca okumak isteyebilirsiniz: Sert Sikiş Seven Adana Escort Bayan Yasemin