
Götün Kölesi Oldum!
Götün Kölesi Oldum! (Ahmet 45 Y., Adana) İsmim Ahmet. Evliyim ve sekse düşkünüm. Özellikle anal seks hep doyasıya yaşamak istediğim hayalimdi, ama içimde hep ukde kaldı. Karıma ne kadar yalvarsam da, günah diye götten hiç vermedi. Buna rağmen asla gözü dışarda biri değildim ki, bu durum Filiz’i görünce değişti. Filiz’le aynı sitede oturuyoruz. Sonradan öğrendim, 32 yaşında, evli, iki çocuk annesi, ev hanımı. Çoğuna göre pek güzel sayılmasa da beni çok çeken bir kadındı, görür görmez dönüp tekrar bakmıştım. Kumral, 1.60 boylarında, boyuna göre birkaç kilosu fazla, ama çekicilik katmış ve yakışıyordu. Ya da benim tarzım diyelim. Bir kadında benim için en önemli şey göğüsleri ve götüdür. Ve onda bunlar fazlasıyla ilgimi çekmişti. Diri göğüsleri ve kalkık götü beni benden alıyordu. Dolgun dudaklar ise ekstra çekicilik katıyordu. İlk göz göze geldiğimizde koptum, çünkü o derin bakışları fiziğinden de etkileyiciydi. Evet, o günden sonra aklımdan bir an bile çıkmadı. Kafamda kuruyordum, kurdukça da devleşiyordu içimde. Artık sürekli her yerde gözlerim onu arar olmuştu. Site içerisinde sık sık karşılaşabileceğimiz yerlerde ona bakar olmuştum. Kendime inanamıyordum, bu ben miydim, ne yapıyordum, bir farkına varan olsa ne yapardım? Ama içimdeki dürtüye söz geçiremiyordum. Bu arada iş arkadaşım sabahları beni şirketin aracıyla aldığı için mesaiye bir saat geç gidiyordum. Bu süre benim için çok kıymetliydi, Filiz’i görebilme ihtimali açısından. Görüyordum da, bazen karşılaşıyorduk, markette, site girişinde-çıkışında falan. Ama sadece doyasıya bakıyordum, konuşmaya cesaretim yoktu. Gözlerimi her kapattığımda o bayıldığım götü gözümün önüne geliyordu ve onu deliler gibi götten siktiğimi düşünmekten kendimi alamıyordum. Sonra kendi kendime kızıyordum, nasıl olabilirdi, ikimiz de evliydik, adım atsam bile tepkisinin ne olacağını bilmiyordum. Günler böyle geçiyordu, düşünmemeye çalışıyordum, ama ne mümkün, her geçen gün bu düşünce daha da esir alıyordu beni… Bir sabah markete ekmek almaya indim. Ve hayallerimi süsleyen Filiz markette. Ekmeği almıştım, ama kasada çivilenmiştim sanki, Filiz’den gözlerimi ayıramıyordum. Öyle dalmıştım ki, farkettiğinin farkında değildim. Market çalışanının, “Ahmet abi başka isteğin var mı?” demesiyle kendime geldim. “Yok, hepsi bu kadar!” deyip ekmeğin parasını ödedim. Tekrar Filiz’e döndüğümde bana bakarak tatlı tatlı tebessüm ettiğini gördüm. Bu ilk etkileşimdi. Marketin dışında bekledim. Biraz mahçubiyet, biraz heyecan, ama tebessüm etmesinden cesaret alarak, “Merhaba, sizi daha önce görmedim, siteye yeni mi taşındınız?” dedim. O anda aklıma gelen buydu, böyle girdim söze. O da, “Yok, çoktandır bu sitede oturuyoruz ve ben sizi sık sık görüyorum!” deyince bu sefer ben tebessüm ettim. Meğer başından beri benim farkındaymış. Üstelik ters tepki vermediğine göre bu iyi bir gelişmeydi. İlk adım tamamdı, selamlaşmıştık, kısa da olsa konuşmuştuk. Bundan sonra iletişim kurmak daha kolaydı. Artık her gördüğüm yerde ‘merhaba, günaydın, iyi akşamlar’ sıradan olmuştu. Şimdi ikinci aşama, kırılma noktasıydı. Yine sabah saatleriydi, kocası işe gitmek için evden çıktıktan sonra Filiz’in her zamanki gibi markete indiğini gördüm. Ben de peşinden indim, ama markete girmedim, onun oturduğu blokun girişinde posta kutularının orda bekledim. Market dönüşü beni görünce şaşırdı, ama konuşmak istediğimi anlamıştı. Günaydınlaştıktan sonra ona, “Selamlaşıyoruz ama daha tanışmadık, ben Ahmet!” dedim. Gülümseyerek, “Ben de Filiz!” dedi. “Biraz konuşabilir miyiz?” dedim. “Ben evli bir kadınım, bir gören olursa yanlış anlar!” deyip apartmana girdi. Apartmanın kapısı kapanmadan ben de arkasından girdim, tam asansöre yaklaşırken herşeyi göze alarak kolundan tuttum ve “Sadece bir dakika lütfen!” dedim. “Peki, dinliyorum!” deyince, “Seni ilk gördüğüm andan beri aklımdan çıkaramıyorum, elimde değil olmuyor işte, mutlaka daha uzun konuşmalıyız, beni ararsan sevinirim, aramazsan da canın sağolsun!” dedim ve önceden numaramı yazdığım kağıdı eline tutuşturup gittim. Ter içinde kalmıştım. Yapmamam gereken bir şey yapmıştım ve bundan sonrasını tahmin bile edemiyordum. Belki de kendi kendime gelin güve oluyordum. Ama onu sikeceğimden okadar emindim ki, bir kutu Viag*a hapı satın alıp arabaya gizledim, hapın birini de cebime koydum. İş o boyuta gelirse sikişin uzun sürmesini istiyordum. Telefonumun yazılı olduğu kağıdı verişimin üzerinden üç gün geçti, ses çıkmadı. Artık onunla karşılaşmamak için adeta kaçıyordum. Beşinci gün sabah işe giderken telefonum çaldı. Tanımadığım bir numara, ama onun olduğunu tahmin ettim. Heyecanla açtım. “Merhaba ben Filiz, çok düşündüm, aramayacaktım ama merak ettim, daha uzun konuşmamız gereken nedir?” dedi. Ben de, “Lütfen yanlış anlama beni, ama yüzyüze konuşsak?” dedim. Biraz sessiz kalıp, “Öğlen çocukları okula bırakacağım, okulun önüne gelirsen konuşuruz!” dedi. “Tamam, gelirim!” deyip kapattım, ama sevinçten havalara uçacaktım. Öğlen arabayla okulun önüne gittim ve beklemeye başladım. Gerçekten çocukları bıraktıktan sonra geldi ve arabaya yaklaşıp, “Kantinde konuşabiliriz!” dedi. Ben de, “Kantinde bir gören olur, ikimiz de evliyiz, kendimden çok seni düşünüyorum, senin bildiğin başka bir yer varsa oraya gidelim!” dedim. Dedim ama aslında onun (Benim bildiğim başka bir yer yok, senin bildiğin bir yer varsa oraya gidelim!) demesini bekliyordum. Arabayla kuytu bir yere götürüp arabada sikerim diye planlamıştım. Ama Filiz biraz düşünüp, “Bir saniye!” dedi ve arabadan biraz uzaklaşıp telefonla birini aradı. Konuşması bitince gelip, “Bir bayan arkadaşımı aradım, evinde bizi misafir edecek!” dedi. Arabaya bindi ve adresi tarif etti. Arabayı çalıştırıp gaza bastım. Heyecanım gittikçe artıyordu. O rüyalarımı süsleyen kadın dibimdeydi, kokusunu alıyordum, o hiçbir kokuya değişmeyeceğim kadın kokusu mest etmişti beni. Arabayla giderken hiç konuşmuyorduk, ama beynim fırtına gibiydi, her ihtimali düşünüyordum, onu hemen şimdi sikmek istiyordum, hele o delirdiğim götünden. Ama temkinli de olmalıydım, kimin evine gittiğimizi bile bilmiyordum. Sikişmek için fırsat olacak mıydı? Fırsat doğarsa sikecektim, konu öyle gelişmezse de duygusal yatırımlık bir muhabbet olurdu. Bu düşüncelerle arkadaşının oturduğu binanın önüne geldik. Şehir merkezinde çok daireli bir bina idi. Arabadan indik. Arkadaşının dairesi hemen giriş kattaymış. Filiz daha zile basmadan kapı açıldı ve kadın bizi içeri buyur etti. Bizi salona aldıktan sonra, “Siz keyfinize bakın, ben alışverişe gideceğim, bir iki saat sürer işim!” dedi. Filiz kadını kapıya kadar uğurlamaya gidince cebimdeki Viag*a hapını yuttum, çünkü kadının bizi evde yalnız bırakıp gitmesi sikişmemiz için bir fırsattı. Filiz kapıyı kilitleyip geldi, yanıma oturdu ve gözlerimin içine derin derin bakarak, “Ee, ne konuşacağız? Vaktimiz çok değerli!” dedi. Doğru söylüyordu, vakti iyi değerlendirmek gerekiyordu. Ellerinden tutup, “Herşeyi göze aldım, seni çok istiyorum!” deyip öpmek için dudaklarına uzandım. Dudaklarını kaçırdı, yüzü kıpkırmızı olmuştu. Ben de bu sefer yanağından öptüm. Tekrar tekrar öptüm. Hafiften dilimi de kullanarak çenesini ağzıma aldığımda beklediğim tepki geldi, gözlerime bakarak dudaklarını araladı ve ben dilimi ağzına sokarak dudaklarını öpmeye, somurmaya başladım. Artık Filiz kendini salmıştı, ikimiz de kopmuştuk, deliler gibi yiyişiyorduk. Müthiş birşeydi, nefes nefeseydik… Onu kanepeye uzatıp yiyişmeye devam ederken bir yandan gömleğinin düğmelerini açıyordum. Kibar bir sütyeni vardı. Göğüslerini çıkarıp ağzıma almam zor olmamıştı. Bir süre sonra eteğini sıyırdığımda ince tangaya yakın bir külotla karşılaştım. Rüya gibiydi, herşey istediğim gibiydi. Tekrar dudaklarındaydım, deli gibi dolgun dudaklarını somururken o da elini önüme atmış, pantolonumun üzerinden sikimi okşuyor, arada bir avuçlayıp sıkıyordu… Derken kemerimi açmaya çalışınca ben bir çırpıda ayağa kalktım, kemerimi açtım, pantolonumu ve boxerimi çıkardım. Yarağım kazık gibiydi. Doğruldu ve uzanıp yarağımı önce öpüp kokladı. Defalarca öptü, yüzüne sürdü, sonra ağzına alıp emmeye başladı. Dilini, damağını, dudaklarını kullanarak dakikalarca devam etti. Müthiş bir saksoydu, hiç yaşamadığım birşeydi. Bir ara başını kaldırıp gözlerime baktığında gözlerinden yaşlar süzüldüğünü gördüm. Kelimeler yetmez o zevki anlatmaya. Hiç beklemediğim performanslar sergiliyordu… Daha fazla dayanamadım, onu sırtüstü yatırdım, külodunu sıyırıp çıkardım. Bacaklarını havaya kaldırıp amını yalamaya, emip somurmaya başladım. Şok üstüne şok yaşıyordum, amı kaymak gibiydi, çok temiz ve yıpranmamıştı. Ama aklım o delirdiğim götündeydi. Yavaşça domaltıp ağzımı dayadım, am göt nere gelirse yalayıp somuruyor dilliyordum. İnlemeleri artık çığlığa dönmüştü. “Hadi artık lütfen!” sözleri peşpeşe çıkmaya başladı. Sırtüstü yatırdım tekrar, damarları şişmiş yarağımın kafasını amına dayadım. Yavaş yavaş her milimini hisettirerek köküne kadar soktuğumda Filiz artık Filizim olmuştu. O anki yüz ifadesi efsaneydi, ağzı açık, gözleri büyümüş, kendinden geçmişti. Amının dibini döve döve sikmek müthişti. Biraz öyle siktikten sonra domaltarak amını sikmeye devam ettim. Sonra 66 pozisyonuyla devam ettim. Daha sonra kucağıma aldım. Değişik pozisyonlarda çığlık çığlığa nefes nefese müthiş bir sikiş kesintisiz devam ediyordu… Artık hayalim olan götten sikmeye sıra gelmişti. Sırtüstü yatırdım, bacaklarını havaya kaldırdım. Amının sularıyla kıvama gelmiş göt deliğine yarağımı dayadığımda, ağzından cılız bir, “Hayır, lütfen!” çıktı. Ama karşı koymaması devam etmem için yeterli bir sebepti. Yüklendikçe Filizimin yüzünün gerildiğini görmek tahrik ediciydi. Ama asıl beni zevk komasına sokan yüklendikçe göt deliğinin yavaş yavaş açılarak yarağımı içine almasıydı. Offf, müthiş bir zevkti, hep hayal ettiğim anal seksi şu an delirdiğim bir kadında yaşıyordum. Köküne kadar götüne soktuğumda kısa bir süre hareketsiz kaldım. Sonra yavaş yavaş gidip gelmeye başladım. Biraz hızlanarak götten sikmek tarifsiz bir zevkti. Bir süre sonra zevk daha da artmaya başladı, göt rahatlamış, daha güzel alıyordu ve köküne kadar soka soka sikiyordum. Domaltarak götünden sikmeye devam ettim. Devamında götünden çıkarıp amına soktum. Amını sikerken göt deliğinin açılıp açılıp kapanması görülmeye değerdi. Tekrar götüne sokup sikmeye devam ettim… Viag*a sayesinde Filiz’i bir saatten fazladır sikiyordum. Bu pozisyonda götten sikerken manzara efsaneydi. Müthiş göt deliği iyice açılmış, yarağımın deliği yara yara giriş çıkışını görerek sikmek normal ötesi bir zevkti. Ve bu kadar fazla tahrikle daha fazla dayanamadım ve götünün içine boşaldım. Saniyelerce sürdü boşalmam. Bu gün Filiz’le buluşmakla risk almıştım, ama amacıma ulaşmanın hazzını dibine kadar yaşadım. İkimiz de rahatlamıştık ve mutluyduk. Çabucak bir duş alıp evden çıktık. Onu aldığım yere, okulun önüne bıraktım… O günden sonra 10 gün boyunca konuşmadık. Ne o aradı, ne ben. Ben onun aramasını bekliyordum, ilk tepki ondan gelsin istiyordum. Mükemmel bir sikiş olmuştu, asla unutamayacağımız, ama sanırım kafası karışmıştı, acabalar neden niçinler, evli olmak, aldatmak, kocasına rağmen benim altıma yatması… Evet, o gün onu bir saatten fazla sikmiştim. O an ikimiz de durumdan şikayetçi değildik, ama sonrasında biraz pişmanlık, biraz vicdan, ama bir yandan da aldığımız olağanüstü zevk, kafalar karışıktı doğal olarak. Dönüş yapacağını düşünüyordum, çünkü o da en az benim kadar istemişti. O yüzden sabırla bekliyordum, çünkü ilk tepki ondan gelirse hakimiyet bende olacaktı ve benim her dediğim olacaktı. Hayalini kurduğum mükemmel bir seks partneri, her fantazime karşılık bulacağım, sınırsız ve kuralsızca sikebileceğim bir kadın olacaktı. En azından benim düşüncem böyleydi… Onuncu günün gecesiydi, uyku tutmadı TV’ye dalmıştım. Gece üç gibiydi, bir mesaj sesi. Heyecanla baktım, Filiz göndermişti. Mesajı açtım. “Sende yeterince iz bırakamadım galiba?” yazmış. Bu benim için mükemmel birşeydi, golü atmıştım. Artık Filiz her türlü benimdi, daha da önemlisi her şey benim istediğim gibi olacaktı. Cevap yazdım tabii, “Fazlasıyla iz bıraktın, ama sonuçta yaptığımız sıradan birşey değildi, kafandaki karmaşadan kurtulman için sana zaman vermek istedim, onun için bekledim!” diye. O gece sabaha kadar mesajlaştık. Duygusal muhabbetimiz ilerleyen dakikalarda çok sıcak bir seks muhabbetine dönüştü. İkimiz de iliklerimize kadar seksle doluyduk. Bir an önce tekrarlamak için planlar kuruyorduk, nerede, ne zaman, nasıl diye? İki gün sonrası için anlaştık. Bu sefer sikişeceğimiz yeri benim ayarlamamı istedi. Ve yine o çocukları okula bıraktıktan sonra buluşacaktık, onun için en uygun zamandı… Buluşacağımız günü iple çektim, eminim o da aynıdır. Bir saat önceden okula yakın bir yerde beklemeye başladım, arabadan hiç inmeden. Zaman çok yavaş geçiyordu, heyecanlıydım. Beklerken bir adet Viag*a hapı yuttum. Nihayet karşıdan göründü, her zamanki gibi aklımı alan bir kombinle karşımdaydı. Başındaki türban tenine öyle yakışmıştı ki. Diri göğüsleri giydiği zarif gömleği zorluyor, etek götünü zor zapt ediyor, o delirdiğim kalkık götü beni benden alıyordu. Arabaya biner binmez gaza bastım. Bir sessizlik, ikimiz de bir an önce aşk yuvamıza kavuşmanın heyecanıyla sabırsızdık. Gerçekten tek kelime konuşmadan önceden ayarladığım pansiyona doğru hızla gaza köklüyordum. Gideceğimiz yer şehir merkezine 10 km mesafede tenha denebilecek ikinci sınıf bir pansiyondu. Burayı istedim, çünkü sahibini tanıyordum, ayrıca pek çalışmayan, sakin ve az riskli bir yerdi. Odaya çıktık, yatağa oturduk, birbirimize zaman verdik biraz, sakinleşmemiz gerekiyordu. Sessizliği o bozdu, “Hep aynı duyguları yaşıyorum, biraz kararsızlık, sonra seni görünce kendimden geçiyorum. Sende beni çeken ne var bilmiyorum, ama karşı koyamıyorum, sanki yıllardır seni tanıyormuşum gibi aşinayım!” dedi. Ben de, “Yaşadığın her duyguyu ruh halini ben de yaşıyorum. Birbirimizi vazgeçilmez yapan da bu zaten. Duygularımız aynı, hissettiklerimiz aynı ve en önemlisi birbirimize güvenmemiz!” dedim. Fazla zamanımız yoktu, ikimiz de bunun farkındaydık. Elinden tuttum hemen dudaklarına yapıştım. Yavaş başlayan öpüşler kısa sürede yiyişmeye döndü. Dillerimiz kavuşmuştu birbirine, hasretle somuruyorduk, deliler gibi yiyişiyorduk. Dudaklarımı dudaklarından ayırmadan koltuk altlarından tutup kucağıma oturttum. Elbiselerime rağmen amının sıcaklığını hisettim. Dudaklarını yerken bir yandan göğüslerini yoğuruyordum. Kucağımda götünü oynattıkça sikim kazık gibi oldu, sikim götüne baskı yaptıkça kıvranıyordu, o kıvrandıkça ben daha hırsla öpüyordum dudaklarını yercesine… Dudaklarımı dudaklarından çekip, “Soyun ve diz çök!” dedim ve kendim soyunmaya başladım. Filiz sessizce dediğimi yaptı. En büyük fantazim de buydu zaten, siktiğim kadının bana itaat etmesi, hatta sikerken kölem olması ve sanırım Filiz bunu dibine kadar yaşatacaktı bana, öyle hissediyordum. Kısa sürede ikimiz de çırılçıplak kalmıştık. Filiz önüme çöktü, yarağımı öpe koklaya ağzına aldı. Ama suya hasret çiçek gibi, o kadar içinden gelerek ilgileniyordu ki. Ağzında somura somura yalayıp yerken öyle tatlı inliyordu ki, kendinden geçmiş gibiydi. Arada boğazına kadar alıp biraz bekleyip yavaşça çıkarıyor sonra yalamaya devam ediyordu. Ben gözümü kırpmadan izliyordum, mükemmel birşeydi. Bir an gözlerime baktığında yine gözlerinden yaşlar süzüldüğünü gördüm. Bal dudaklarından da salyalar akıyordu. Müthiş birşeydi yaşadığım zevk… Sonra kaldırdım yerden. Yavaşça sırtüstü yatağa yatırdım. Dudaklarından başladım öpüp yalamaya, çenesinden boynuna ve göğüslerine indiğimde orda biraz kaldım. Memelerini yalayıp emmeye doyamıyordum, bir birini, bir diğerini dakikalarca yalayıp somurdum. Sonra bacaklarını ayırıp ağzımı amına dayadığımda Filizden çok farklı sesler çıkmaya başladı, ağlamaklı inliyordu. Kaymak gibi amını yercesine yalıyordum, arada göt deliğine dil darbeleri atıyordum. O kadar temizdi ki, mis gibi kokuyordu göt deliği. Bir amını, bir götünü dakikalarca yaladım, dilimi göt deliğine soka soka, tadını çıkara çıkara, oldu bittiye getirmeden… Bana kalsa daha uzun orda kalırdım, ama Filiz artık yalvarmaya başlamıştı. “Kulun kölen olayım, nolur gir artık!” diye inliyordu kısık bir sesle. Evet, yanlış duymadım, kölem olmaktan bahsediyordu ve bu kelime beni inanılmaz tahrik etti. Yarağımın kafasını amına dayadığımda nefes nefeseydi, bacakları titriyordu, çok istiyordu her halinden belliydi. Yavaş yavaş yüklendikçe yarağım Filizin içinden sular akan vıcık vıcık amına gömülüyordu. Yarıya kadar girince birkaç defa git gelden sonra tamamını sokup üstüne bıraktım kendimi. Birkaç saniye hareketsiz kaldıktan sonra ağırlığımla eze eze sikmeye başladım. Öyle kısık sesle inliyordu ki, sanki her an bu büyü bozulacakmış gibi, sanki korka korka, sesini yuta yuta inliyordu… Köküne kadar tamamını soka soka sikiyordum. Her köklediğimde ağzı kocaman açılıyordu. Göz gözeydik, arada gözleri kayıyordu. Müthiş bir zevkti gerçekten. Saçlarını okşayıp şefkatle sikiyordum. Dudaklarına daldım, aheste aheste dudaklarını yerken alttan kökleye kökleye sikiyordum. Yavaş yavaş hızlanarak devam ettim. Ben hızlandıkça zorlanmaya başladı ve bu daha da tahrik ediyordu beni. 66 poziyonunda yan yatıp arkadan sarılarak sikmeye devam ettim bir süre. Bu pozisyonda biraz rahatladı… Sonra domaltıp tekrar amına soktum. En sevdiğim pozisyondu bu, büyük bir zevkle sikiyordum. Amını sikerken her köklediğimde o sikmeye doyamadığım göt deliği açılıp açılıp kapanıyordu. İyice hızlanmıştım, sert sikiyordum, iki elimle belinden sıkıca tutmuş hırsla köklüyordum. Minik cüssesiyle dayanmaya çalışıyordu. Arada dönüp dönüp bakmasından zorlandığını belli ediyor, ama dur yapma demiyordu. Dişini sıka sıka, çığlık ata ata sikilmek istediği amından akan sulardan net olarak belliydi. Bu pozisyonda biraz uzun siktim. İyice tükenmişti. Çıktım içinden, yüzü bana dönük olarak kucağıma oturttum. Sakin sakin tatlı öpücüklerle seve okşaya biraz nefes aldırdıktan sonra parmağımı götüne soktuğumda götten sikmek istediğimi anladı. Kollarını boynuma dolayıp destek alarak götünü kaldırdı. Yarağımın kafasını göt deliğine dayadım. Yavaş yavaş bıraktı kendini. Göt yavaş yavaş açılarak içine alıyordu yarağımı. Yarısı girdikten sonra üzerine bıraktı kendini. Köküne kadar aldığında gözlerime baktı, memnun kalıp kalmadığımı sorar gibi. Cevabımı bakışlarımdan anladı tabii, zevk komasına girdiğimi görüyordu. Dudaklarımız birleşti, birkaç dakika yarağım köküne kadar götünde hareketsiz bir şekilde sadece öpüştük. Bu arada götü iyice rahatladı tabii. Alttan yavaş yavaş pompalamaya başladım. Bu arada dudakları ağzımda öpüşüyoruz. Götüne her köklediğimde deliğin nasıl gerilerek içine aldığını ve sıcaklığını yarağımda hissediyordum. Bir süre sonra yavaşça yan yatarak, 66 pozisyonunda götünü sikmeye devam ettim… 15 dakika sonra götünden çıkmadan yüzüstü yatırdım. Üstüne yatarak bu pozisyonda sikerken götünün yanaklarını hissetmek ekstra zevkti. Sağ kolumu çenesinin altından kilitlemiştim, deli gibi götten sikiyordum. Boyu 1.57, ufak tefek çıtı pıtı birşeydi. Evire çevire, her şekilde her pozisyona kolayca sokup istediğim gibi sikiyordum. Ufak tefek ama biçimli fiziğiyle aklımı başımdan alıyordu… Sonra yine domalttım tabii, atlayamayacağım favori pozisyonumdu. Ama önce biraz yalayıp somurdum amını, göt deliğini. Delik küçük gömlek düğmesi kadar açılıp tekrar kapanıyordu. O kadar hazırdı ki, yarağımın kafasını götünün deliğine dayadım. Yüklendikçe damarlı yarağımın içine yavaş yavaş kaymasını izlemek tarifsiz bir zevkti… Köküne kadar soka soka sikiyordum. Bir elim amında, klitorisini okşaya okşaya götünü sikiyordum. Hızlanarak. Sertleşerek. Filizimi götten sikiyordum. Bir zamanlar hayallerimi süsleyen, merhaba demeye bile çekindiğim evli kadını şimdi önümde domaltmış bağırta bağırta sikiyordum. Hem de götten. Zevkten deliriyor ve delirtiyordum. İnanılmaz birşeydi. Filiz gibi bir kadını sikmek düşüncesi ayrı delirtiyordu, yaşaması ayrı delirtiyordu… Götüne her köklediğimde taşaklarım amını tokatlıyordu adeta. Götünün yanakları dalgalanıyor, göğüsleri yerinden çıkacakmış gibi sağa sola savruluyordu. Parmaklarım klitorisini sıvazladıkça çığlık çığlığa bağırıyordu. Kaçıncı orgazmını yaşıyordu bilmiyordum. Amının suları bacaklarına kadar akıyordu. Kendimizden geçmiştik ikimiz de… Bu seferki sikişimiz geçenki seferden uzun sürmüştü. Yine Vig*a sayesinde, nerdeyse 2 saate yakındır sikiyordum ve yorulmuştum, belim ağrımaya başlamıştı. Daha fazla tutmadım kendimi ve götünün içine boşaldım. Boşalırken çıkardığım seslere kendim bile inanamadım. Dakikalarca boşalmam devam etti. Yarağımı götünden çıkardığımda göt deliği iyice açılmış, içine doldurduğum döller görünüyordu. Başından sonuna kadar muhteşem bir sikiş yaşamıştım… Filiz bir süre yüzükoyun yatmaya devam etti, yüzüme bakmadan, birşey konuşmadan, sessizce. Kafamda bir sürü soru işareti oluştu. Herşey şu ana kadar mükemmeldi. Noldu acaba? Pişman mı oldu? Ama başından sonuna kadar benden daha fazla kaptırmıştı kendini ve benimle sikişmeyi gerçekten çok istiyordu. Az sonra saatine bakıp kalktı, duşa girdi. Ondan sonra ben duş aldım. Elbiselerimizi giyindik ve yatağın üzerine oturduk. Yine bir sessizlik. Sessizliği ben bozdum, “Noluyoruz Filiz, sorun ne?” dedim, ağlamaya başladı. O ağladıkça ben de kötü oldum ve “Yanlış birşey mi yaptım, incittim mi seni?” dedim. “Hayır herşey rüya gibiydi. Duygularıma söz geçiremiyorum, ama ben evli ve çocuklu bir kadınım. İnanılmaz bir ikilem yaşıyorum!” dedi. Sarıldım, öpmek istedim. Dudaklarını kaçırıp, “Lütfen gidelim artık!” dedi. Birşey demedim, pansiyondan çıktık. Arabada hiç konuşmadı. Aldığım yere bırakırken söz verdirdi, o bana mesaj atmadan ben onu asla aramayacaktım ve mesaj atmayacaktım. Aradan bir hafta geçmesine rağmen mesaj atmadı. Söz verdiğim için ben de onu aramadım ve mesaj atmadım. Filiz kölem olacak diye beklerken, farkında olmadan ben onun o güzel götünün kölesi olmuştum. Ama halen umudum var, sabırsızlıkla mesaj bekliyorum. (Ahmet)
Ayrıca okumak isteyebilirsiniz: Adana Azgın Escort Ecemsu