
Dul Halakızının Olgun Sikicisi!
Dul Halakızının Olgun Sikicisi! (Emre 22 Y., Ankara) Merhaba Emre ben. Şu an 22 yaşındayım, ailemle birlikte Ankara’nın ufak bir beldesinde mütevazi bir hayat yaşamaktayız. Yetiştiğimiz toplum ve aile yapısıyla da muhafazakar bir yapımız mevcut ailecek. Hikayem bundan yıllar öncesinde başlıyor ve bir yıllık evliliğin ardından dul kalmış olan halakızı Hatice abla ile ilgili. Hatice abla o zaman 24 yaşında, 1.70 boylarında, sarışın, beyaz tenli, dolgun memelere ve popoya sahip, modern kapalı olarak adlandırabileceğimiz, dar giyinmeyi de seven tipte bir kadın. Hatice abla boşandıktan sonra memleketteki baba evine geri dönmeyip, ailemin de izniyle bizimle yaşamaya başlamıştı. Biraz boşanmanın verdiği psikoljik çöküntüden kurtulmak, biraz da kendi ayakları üzerinde durabildiğini ispatlamak amaçlı olarak çalışmak istediğini babamlara iletti. Babam da hem aile dostumuz hem de çocukluk arkadaşı olan Ahmet amcadan ricacı olarak onun ustabaşı olduğu tekstil atölyesinde çalışmaya başlamasına vesile oldu. Ahmet amca hep babacan tavırları ile her zor zamanımızda bizim yanımızda olmuştur. Her şey rayına girmişti, artık boşanma sürecinin Hatice ablanın üzerindeki kasveti de ortadan kalkmıştı. Şahit olduğum olayın başlangıcı ise bir akşam yemeğinden sonra patlak verdi. Yemeklerimizi yemiş evde oturuyorduk. Annem ve Hatice abla da mutfakta bulaşıkları yıkıyordu. O sırada Hatice ablanın yanımda duran telefonuna bir mesaj geldi. Ben de gayrı ihtiyari çevirdim kafamı ve baktım. Gönderen kısmında Ahmet amca yazıyordu. Bu beni biraz şaşırttı, akşamın bu saatinde Ahmet amca neden Hatice ablaya yazıyordu. Mesajı açmadan telefonun ana ekranından mesaja baktım. Beni daha çok şaşırtan olay ise Ahmet amcanın ablama yazdığı mesajdı. “Bugünkü eteğin çok güzeldi, külot izleri bile belli oluyordu :)” yazmıştı. Bu olay beni hayrete düşürdü, ama asıl önemli olan Hatice ablanın bu mesaja vereceği cevaptı. O saatten sonra Hatice ablayı takibe aldım. Mutfaktan gelip telefonu eline aldığında uyuyana kadar telefona bakıp tebessüm ederek mesaj yazıyordu. Ne yazıştıklarını her geçen dakika daha da merak eder hale gelmiştim. Ertesi gün Hatice abla işten eve geldiğinde günün yorgunluğunu atmak için duşa girmişti. Hemen koşup telefonu elime alarak ne yazıştıklarına bakmak için telefonunu açtım. Kendi beceremediği için telefonun şifresini zaten bana koydurtmuştu. Direkt Ahmet amca ile olan mesajlarına girdim ve dün gece mesajı gördüğüm saatlere geldim. Hatice ablanın Ahmet amcaya verdiği cevap, “Ay Ahmet abi sorma, adet günümdeydim, yoksa öyle sıradan külotlar giymem. Ama yine de iltifatın için teşekkür ederim :)” idi. Hatice ablanın her ortamda Ahmet amca diye seslendiği adama bir anda abi demesi ve adet olduğunu çekinmeden dile getirmesi beni oldukça şaşırttı. Ahmet amca 55 yaşında ve evli barklı bir adamdı çünkü. Mesajların devamını okudum. Ahmet amca, “Normalde ne tarz şeyler giyiyorsun yavrum?” diye konuya girince sohbetleri uzamıştı. Gece uyuyana kadarki sohbetleri ise Hatice ablanın dantelli işlemeli iç çamaşırlarından tangalarından bahsederek geçmişti. Gece sohbetleri ise Ahmet amcanın son mesajı olan, “Sana bir tane kırmızı dantelli tanga alacağım, ama üzerinde görmek istiyorum!” mesajıyla bitmişti. Sabah aynı iş yerinde oldukları için mesajlaşmaları yoktu hiç. Benim onları takibim sürekli böyle Hatice ablanın telefonunu kurcalayarak devam etti. İlerleyen zamanda Hatice ablanın Ahmet amcaya abi demeleri geçmiş, bebeğim, canım demeleri başlamış, artık sohbetleri iyice bel altına inmiş, Ahmet amca da yavrum, kaşarım, orospum demelere başlamıştı. Ama aralarındaki bu yakınlaşma sadece sanalda kalmıştı anlaşılan, çünkü mesajlarda hiç bir beraberlik belirtisi yoktu. Bir akşam Ahmet amca ve karısı bize oturmaya geldiğinde aralarında geçen mesajlaşma ise beni baya şaşırtmıştı. Ahmet amca tuvalete gittiği sırada Hatice ablaya, “Sana aldığım hediyeyi buradaki dolaba koyuyorum, giyersen beni çok mutlu edersin!” yazmıştı. Ahmet amca tuvaletten çıktıktan sonra hemen Hatice abla tuvalete gitmişti. Ve o da cevap olarak, “Bu ne? Ne yaptın bunun üzerine bu kadar?” demiş. Ahmet amca da, “O yaraksızlıktan yanan amına dölsüz külot giydirecek halim yoktu ya :)” demişti. Hatice abla da, “Sana çay servis ederken bacaklarımdan döllerin süzülecek ama, haberin olsun :)” yazmıştı. İlerleyen günlerde okuduğum mesajlarda ikisi de dayanamayacak hale gelmişti, artık sürekli buluşma planı yapmaya çalışıyor, ama ortak zamanı bulamıyorlardı. En son annemlerin köye gittikleri bir hafta sonu bizim evde buluşarak sikişmeye karar verdiler. Ne yapıp ne edip olanları izlemem gerekiyordu. Bizimkiler cuma akşamdan köye gitmek için yola çıkmışlardı. Ben de cumartesi günü için akşam saat 8-9 saatlerinde halı saha maçımın olduğunu söylemiştim. Bilirlerdi ki ben halı sahaya gittiğim günler maçtan en az 1 saat önce evden çıkar ve 3-4 saat sonra eve geri gelirdim. Hatice abla da bunu bildiğinden Ahmet amcayla planı ona göre ayarlamıştı. İş çıkışı Hatice abla eve gelip sonra da Ahmet amcayı eve alacaktı. Cumartesi tüm gün akşam olacakların heyecanıyla dakikaları saydım. Akşam saat 6’ya doğru sanki halı sahaya gitmişim gibi odama geçip elbise dolabımın içine saklandım. Ve beklemeye başladım. Derken dairenin kapısı açıldı. Seslerden anladığım kadarıyla Hatice abla evi kolaçan ediyordu, evde olup olmadığımdan emin olmak için. Benim odanın kapısı da bir iki saniyeliğine açılıp kapandı. Sonra da Hatice ablanın telefonla konuşmasını duydum, “Ev boş, hadi çabuk gel!” diye. Karşı tarafın ne dediğini duymuyordum, ama Hatice abla, “Sanki bilmiyorsun ne kadar yangın olduğumu!” deyip kahkahayı bastı ve telefon konuşması bitti. Ahmet amca sanırım aşağıda arabada bekliyordu ki, iki dakika sonra bizim dairenin zili çaldı. Ve Ahmet amca Hatice ablayla artık evde baş başaydı. Neler olduğunu görmem gerekiyordu, ama şuan yerimden çıkmam büyük bir risk taşıyordu. Evde bir sessizlik vardı, büyük ihtimalle öpüşüyorlar diye düşünüyordum. Gerçi Hatice ablaya da hayret ettim, babası yaşında, pala bıyıklı bir adamla bu kadar uzun süre nasıl öpüşür diye. Sonra Ahmet amcanın sesi geldi, “Hadi yatağa geçelim de al ağzına şunu bir!” diye. Seslerden anladığım kadarıyla Hatice ablanın odasına gidiyorlardı. Biraz bekledim ve şapur şupur sesleri gelmeye başlayınca yavaşça yerimden çıktım, parmak uçlarına basa basa ses çıkarmadan odasının kapısına doğru yürüdüm. Mutfakta ikinci bir buzloabına yer olmadığı için eski buzdolabı koridorda duruyordu, onun arkasına gizlenip izlemeye başladım. Ahmet amca kıllı ve göbekli vücuduyla çırılçıplak soyunmuş halde yatağın kenarına oturmuş, Hatice ablayı da önünde diz çöktürmüş sakso çektiriyordu. Hatice abla daha işten geldiği kıyafetlerle duruyordu, daha baş örtüsü bile bağlıydı. Ahmet amca Hatice ablanın yetersiz kaldığı noktada eliyle kafasından tutup sikine doğru bastırıyordu. Hatice abla da sanki adamın sikine taparcasına ağzından çıkarmıyordu. Ahmet amcadan derin ohlamalar, iltifatlar eksik olmuyordu. Tabii bu iltifatlar, “Orospu, ağzını siktiğim, ne güzel yalıyorsun sen!” gibi şeylerdi… Uzunca bir saksodan sonra Ahmet amca, “Kalk kız orospu, ağzınla getireceksin beni!” deyip ayaklandı. O sırada sikini de gördüm. Oldukça heybetli, kökten uca doğru bir mısır kocanı büyüklüğünde, kıllı, büyük bir aletti. Saksodan olsa gerek iyice kızarmıştı. Hatice abla da soyunmaya başlamıştı. İlk başta bembeyaz bacakları gözüktü, sonrasında da sikicisi için giydiği kırmızı dantelli tanga ve sütyeni. Baş örtüsüyle çok ilginç bir görüntüydü bu. Ama Ahmet amcanın iştahını kabartmıştı anlaşılan, Hatice ablanın beyaz götüne sert bir şaplak attı. Ardından birkaç şaplak daha, 5 parmağının izi çıkmıştı. Sonra, “Domal orospu!” diyerek belinden bastırdı ve yatağa domalttı. Tangasını çıkarmadan ipini kenara sıyırdı ve sikini amına hizaladı. Sikinin başına bir tükürük kondurarak yavaş yavaş yüklenmeye başladı. Ama anlaşılan Hatice ablanın amı çok dardı, Ahmet amca girebilmek için zorlanıyordu. Son bir sert hamleyle içine girdi. Hatice abladan sağlam bir ahlama sesi çıktı. Ahmet amca hemen eliyle Hatice ablanın kafasını yatağa gömdü, “Sesin çok çıkmasın orospu!” diyerek. Yaklaşık 20 dakika o pozisyonda sikti, söve söve, orospu diye diye. Arada eski enişteme de laf gönderiyordu, “Sikmedi mi amına kodumun ibnesi seni hiç, dap dar kalmış bu amcık?” diyerek. Sikişin başında canlı duran Hatice abla pestil gibi kalmıştı Ahmet amcanın altında, anlaşılan çoktan orgazm olmuştu. Ahmet amca daha fazla dayanamadı ve sikini amından çıkarıp beyaz götünün üstüne boşaldı. O kadar tazyikli fışkırmıştı ki, dölleri Hatice ablanın sırtına ve ensesine kadar gitti. Tabii o sırada ben de küloduma boşalmıştım. Ahmet amcanın boşalması bitmiş, ama Hatice abla aynı poziyonda kilitlenmiş kalmıştı. Ahmet amca geri çekildi, etrafında sikini temizleyecek birşey aradı. Bulamayınca Hatice ablanın baş örtüsünü sertce çekerek alıp sikini temizleyip yere attı. Sonra da çırılçıplak ablamın yanına doğru yatağa uzandı. Hatice abla biraz kendine gelmişti ve dönüp Ahmet amcanın omuzuna doğru uzandı, göğsündeki kıllarla oynayıp çok teşekkür ediyordu. Nerdeyse kendini orospu niyetiyle siken adama ödüller verecekti. Ahmet amca, “Dur, daha sonra senin sikilmedik yerini bırakmayacağım!” dedi. Anladım ki bu ilişkileri çok daha uzun soluklu olacaktı. Ahmet amca gidecekti galiba, elbiselerini topluyordu. Fark edilmemek için sessizce ordan uzaklaştım, hemen odamdaki yerime yeniden saklandım. Seslerden anladığıma göre koridora gelmişlerdi. Daire kapısını açmadan, Hatice abla, “Gitmeden önce bir kez daha yap!” diye yalvarıyordu. Ahmet amca ise, “Evdeki karı da beni bekliyor orospu!” diyerek çıktı gitti. Hatice abla daire kapısını kapatıp hemen banyoya girdi. Duşun sesini duyar duymaz ben de saklandığım yerden çıktım. Döllerimle vıcık vıcık olmuş külodumu değiştirip evden dışarı attım kendimi. Ne yapmalıydım, ne etmeliydim bilmiyordum, ama sanki Hatice ablayı ben sikmişim gibi aşırı zevk almıştım 🙂 (Emre)
Ayrıca okumak isteyebilirsiniz: Adana Azgın Seksi Escort Anna