
Düğünde Kurtlarımı Döktüm!
Düğünde Kurtlarımı Döktüm! (Ece 27 Y., İzmir) Selamlar. İsmim Ece, 27 yaşındayım. 1.62 boyunda, esmer, silikonlu göğüsleri olan biriyim. Güzelliğime ve bakımıma çok önem veririm, düzenli sporumu yapar kendime bakar, gerektiğinde de estetik yaptırmaktan çekinmem. Bu hayat biçimine sahip olunca ister istemez herkesin dönüp baktığı sexy bir afet oldum. Biraz fiziğim Kardaşyanın fiziğine benzer. Daha doğrusu aldığım kiloları direkt popodan aldığım için tabiri caizse incecik belim ve kocaman bir götüm var. Sekste her zaman farklılıklara açık biri oldum ve yatakta fena azgınımdır. Zaten bu fiziğimle altına yattığım her erkek bir kaplana dönüşüyor ne hikmetse. Gelelim hikayemize. Yine yaz gelmiş ve düğün sezonu başlamıştı. Yakın kız arkadaşlarımdan Müge evleneceği için düğünün yapılacağı ilçeye biletimi alıp yola çıktım. Düğün ufak bir ilçede olacaktı. İlçede en azından iki gece kalabileceğim bir otel ayarlamıştım. Nihayetinde ek bir aktarma ile ilçeye varıp otele eşyalarımı bıraktım. O akşam Müge bana ilçeyi biraz gezdirmiş, bir iki tarihi yer göstermişti. Fakat düğünü nedeniyle başı kalabalık olduğu için benimle çok ilgilenemedi. Bir süre kendim tek başıma ilçeyi dolaştım. Hava çok sıcak olduğu için şort ile dolaşıyordum. Tabii yerel halk böyle açık ve sexy şekilde dolaşan kızlara alışık olmadığından tüm esnaf halkı ağır çekimde baştan aşağı sikecek gibi bakıp, koca götüme ve silikonlu göğüslerime odaklanıp kalıyordu. Hatta bazıları bir yere gidermiş gibi peşime takılıp biraz daha manzaranın tadını çıkarıyordu. Zaten iki gün kalacağımdan dolayı utanacak bir şeyim yoktu, adım çıkacak değildi ya. Hem genelde her erkek bana böyle bakıyordu, bu yüzden normal karşılıyordum. Akşam çarşıda yemek de yedikten sonra otelime gittim. Resepsiyon ve orda çalışan gençler de benim gibi bir hatunu görünce etrafımda pervane olmuşlardı. Hatta akşam ilerleyen saatlerde jest amaçlı bir meyve tabağı bile yollamışlardı odama. Bu durum beni biraz güldürmüştü, hem de bu küçük ilçedeki herkesi azdırmak biraz hoşuma gitmişti. Güzel bir uykunun ardından düğün gününe uyandım. Vakit öğlen olmuştu. Öğlen yemeği yerine odama sipariş verdiğim kahvaltının ardından bir duş alarak hazırlanmaya başladım. Buranın böyle olduğunu bilmeden biraz açık bir düğün kıyafeti getirmştim yanımda, ama bu saatten sonra yapacak bir şey yoktu. Götümü ve memelerimi zar zor kapatan deli dekolteli kırmızı saten elbiseyi giydim. Memelerim elbiseden taşacak gibiydi ve ani hareketlerde popom açılacak gibi hissediyordum. İddaalı giyinmeyi hep sevmişimdir, ama burası biraz yeri olmadı, kabul ediyorum. Saç makyaj derken aynada kendime baktığımda afet bir şey olmuştum. Düğün saati de gelip çatmıştı. Resepsiyona inip bir taksi çağırmalarını istedim. Resepsiyondaki genç beni bu halde görünce dibi düşmüştü adeta. “Abla ne taksisi, ben bırakırım, olur mu öyle şey!” diyerek koşarak arabayı getirmeye gitti. Ben de dönüşte taksiye ihtiyacım olacağından resepsiyonda reklam olsun diye bırakılmış bir taksinin kartını aldım, çantama koydum. Resepsiyoncu arabayı getirince ön koltuğa oturup bacak bacak üstüne attım. Oğlan bir memelerime bir bacaklarıma bakıyor, içi gidiyordu, yol boyu beni kesmekten zar zor araba kullandı diyebilirim. Ama elbisem gerçekten açıktı, bakması gayet normaldi. Düğün yerine vardık. Teşekkür etmek amaçlı oğlanın yanağından bir makas alıp arabadan indim. Tabii inerken de frikik vermekten de kaçınmadım, maksat genç sevinsin diye akşama biraz 31 malzemesi vermiştim. Düğün alanına girer girmez tüm gözler üzerime çevrilmişti bile. Yaşlı teyzeler ayıplar bakışla bakarken, kocaları ve genç erkekler de tam aksine güdümlü füze gibi bana kilitlenmiş, gözlerini ayırmıyorlardı. Düğün alanı açık bir alandaydı ve alkollüydü. Öncelikle evlenecek olan arkadaşım Müge’nin yanına gittim ve bir süre yanında takıldım. Müge beni bu halde görünce, “Kızım bu ne hal? Bu gece sağ çıkarsan burdan iyidir!” diyerek güldü. Sohbet muhabbet derken düğün yavaş yavaş başlamıştı. Beklediğimden çok daha fazla kalabalıktı. Dans pisti hınca hınç doluydu, yani ortalara doğru girsem çıkmam imkansız bir haldeydi. Tam bir curcuna vardı anlayacağınız. Düğün artık resmen başlayıp gelin damat sahneye çıkınca, ben de bir masa bulup oturdum. Saat de ilerliyor, insanlar gitgide alkolün dozunu kaçırmaya başlıyordu. Ben de çok abartmadan biraz içmeye başlamıştım. Halay kısmına geçince Müge kaş göz yaptı ve beni piste davet etti. Bu tarz eğlencelere bayıldığım için halaya katıldım. Tabii ben hoplayıp zıpladıkça götüm başım memelerim de benimle birlikte löp löp sallanıyordu. İzleyen erkekler için görsel bir şölen sergiliyordum. Artık saat gecenin ilerleyen saatleriydi ve halay faslı geçmiş, pist kalabalıklaşmış ve çiftetelli ve oryantal tarzı müzik çalıyordu. Kalabalığın arasında kaybolmuştum ki, etrafımda delicesine alkol kokan üç tane herif belirdi. 40-45 yaşlarında, götü göbeği salmış, alemci, her haftasonu pavyona giden tipte adamlardı yani. Ben profesyonel dansözlere taş çıkartırcasına oryantal yaparken onlar da bana karşı oynamaya başlamış, hatta bana para saçmaya başlamışlardı. Ben de ortama uyum sağlıyor, onlara karşı oynuyor, eğleniyordum. Derken aralarından biri iyice yanaşıp göğsüme para taktı. Ben de bu hareketten sonra biraz kaşarlığım tuttu ve cilve yapmaya başladım. Başımı onlara doğru eğiyordum, alnıma para yapıştırıyorlardı falan. Zaten pist kalabalık olduğu için ufacık boyumla aralarında kaybolmuştum, o yüzden rahat takılıyordum ve eğlenmeme bakıyordum. Oyun havaları değiştikçe birbirimize yapışmaya başladık, alan iyice daralmıştı. O adamlardan biri arkadan şıkıdım şıkıdım gelip götüme kadar yanaşmıştı, ben oynadıkça bana arkadan dayıyor, “Hobaa!” diye oynamaya devam ediyordu. Benim itiraz etmeyişimden cesaret alan diğer ikisi de bana iyice yanaşmış, artık üçü de ara ara bana temas ediyor, göğsüme para takma bahanesiyle göğsümü elliyorlardı. Artık oynamaktan terden sırılsıklam olmuştum ve üçünü de bir hayli azdırmıştım. Neyse ki düğünün sonlarına doğru geldik ve kalabalık dağılmaya başladı. Ben de evlenen arkadaşım Müge’yi tebrik edip vedalaştım, otelime dönmek için kapıya çıktım. Otel resepsiyonundan aldığım taksi numarasını çevirdim, ama adam telefonu açmadı. Ne yapacağım derken, düğünde etrafımı saran o pavyoncu tipli üç kişi bir anda yanıma belirmişti. Elimdeki kartı görüp taksiciyi aradığımı anladıklarında, bana, “Hanım kızım taksi bu saatte pek gelmez, gel seni bırakalım!” diye teklif sundular. Tabii hepsinde hınzır bir sarhoş gülüşü, o saatte yapacağım pek bir şey yoktu ve kabul ettim. Arabalarına gittik. Araba eski püskü, toros diye tabir edilen bir araçtı. Arkaya ben ve yanıma biri, öne de diğer ikisi bindi. Arabaya biner binmez tanıştık, isimleri Abdi, Recep ve Nusret imiş. Ben de kendimi tanıttım. Kısa bir sohbetle dışardan geldiğimi öğrenmiş oldular. Üçü de bira göbekli, bıyıklı tiplerdi. Araba hareket edince, ben, “Abdi amca, yok mu şöyle oynak kasetler, tak da neşemizi bulalım!” dedim. Doğrusu aylar sonra ilk defa böyle eğlenmiştim ve doymamıştım. Abdi amca bir oyun havası açmış, ben de arkada oturduğum yerde bir sağa bir sola alkolün de etkisiyle rahat rahat oynuyordum. Üçü de kahkalar atarak, “Ne makara kızmışsın, çok sevdik seni!” diyerek eşlik ediyorlardı. Kaldığım otele doğru giderken, Nusret, “Yav Abdi, kız doymamış oynamaya, bir daha mı gelecek buraya, bizim mekana çek de iki eğlenelim!” deyip bana baktı. Ben hemen kabul ettim. Abdi hemen istikameti değiştirdi, yolda tekelden içecek birşeyler aldılar. Bir köy yoluna girip biraz gittikten sonra bağ evi tarzı bir yere geldik. Etrafı boş, ama büyük bir araziydi. Arabadan inip, rakıyı masaya koyup açık havada içmeye başladık. Arabanın teybinden de yüksek sesle oyun havası açtılar, hem içiyor, hem oynuyorduk. Bardaklar peş peşe fondip yapılırken üçünden de zaten baştan beri beklediğim abazalık seviyesi tavan yapmıştı. Zaten buraya gelerek bunu kabullenmiştim, başka bir şey beklemiyordum. Ben de işin bokunu çıkarmış, şıkıdım şıkıdım oynarken birer birer önlerinde oynuyor, yeri geliyor götümü yaslıyordum. Benden yeşil ışığı çoktan almışlardı, ben de fena eğleniyordum. Recep arkama geçip, “Güzelim sen bu kasayı nerde büyüttün böyle ha?” diyerek güldü. Nusret de, “Kırk yıllık kamyoncuyum, böyle kasa görmedim lan, hahahaha!” diye sarhoş gülüşü attı. Recep arkadan yanaşmış, artık önünü popoma dayamıştı, sikinin kalktığını pantolonudan hissedebiliyordum. Ben de alkolün de etkisiyle iyice gevşemiştim. Abdi ve Nusret de yanıma yanaşmış, artık her tarafımı elliyorlardı. Ankara oyun havaları çalarken ben de koca götümü Recebe bastırıyordum ve sikini iyice hissediyordum… Bir anda Nusret elbisemin üst tarafını indirir indirmez kocaman silikonlu göğüslerim açığa çıktı. Nusret, “Ulan bunlar ne güzel duruyor böyle!” deyince üçü birden memelerime yumuldu. “Yavaş ulan!” diye tepinsem de o bıyıkları ile üçü de memelerimi fırçalıyordu adeta. Bir süre memelerimi yaladıktan sonra pantolonlarını çözüp siklerini açığa çıkardılar. Sikleri kalkmıştı. Adamların tipleri ve vücutları beni ne kadar tiksindirse de taş gibi sikleri iştahımı kabartmış, hemen saksoya yumulmuştum. Nusret, “Senin gibi orospuyu parayla bulamıyoruz!” diyerek her yerimi elliyordu. Hepsine güzel bir sakso çekmiştim ki, aralarında en iri olan Abdi, “Ece gel bakayım şöyle, ilk ben bakacam tadına!” diye kolumdan tuttuğu gibi torosun kaputuna domalttı beni. Amım ıslanalı çok olmuş, hatta terden kasıklarım sırılsıklam olmuştu. Askıları inik elbisemi tamamen çıkarıp tangamı indirdiği gibi zank diye amıma girdi. Girer girmez, “Ohhhhh!” çekti ve “Lan Nusret, Recep, uçuyorum lan!” diye güldü. Arabanın teybinde halen oyun havası çalıyordu. Ben de ritme ayak uydurup koca popomu Abdi’nin önünde sallıyordum siki amımda git gel yaparken. İki eliyle götümü kavramış, “Hele orospuya bak, ne de istekli, şehirli orospu da böyle oluyor demek!” diyerek hızlanmaya başladı. Amıma pompaladıkça araba da yaylanıyor, amortisörlerden gıcır gıcır sesler geliyordu. Sert sert sikip bir yandan da götümü mermer tokatlar gibi tokatlıyordu. Müthiş zevke gelmiştim ki, “Ohhhh!” sesiyle sikini amımdan çıkardığı gibi sırtıma boşaldı. Abdi çekilir çekilmez Recep beni ters çevirip bacaklarımı omzuna alarak hızlıca amıma girdi. Memelerimden sıkıca tutmuş patlıcan gibi yarrağını dibine kadar sokup sokup çıkarıyordu. Ben de iyice gaza getirmek için, “Daha sert lan, daha sert!” diye altında inliyordum. Birkaç dakika siktikten sonra Recep de hırlaya hırlaya göbeğime boşaldı ve çekildi. Kenarda sikini sıvazlayan Nusret hiç beklemeden bacaklarımı ayırdığı gibi amıma girmişti. Nusret en kiloluları olduğu için her köklediğinde tüm araba sallanıyordu. Artık amım vıcık vıcık olmuş, Nusret’in siki girip çıktıkça sulu sulu sesler çıkıyor, kaydıraktan kayar gibi git gel yapıyordu. Ki bir süre sonra amımın içindeyken siki zonklaya zonklaya içime boşaldı. Neyse ki korunuyordum. Hava serinlemiş, dışarda çıplak halde üşümüştüm. “Hadi içeri geçelim!” deyince içeri geçtik. Ben lavaboda üzerimdeki dölleri temizleyip yanlarına vardım. Bu sefer telefondan yine oyun havası açtılar. Çıplak bedenimle dans ediyor, onları azdırıyor, kucaklarına oturuyor kalkıyordum. Üçü de alkolün etkisiyle iyice raydan çıkmış, memelerime alkol döküp içiyor, memelerimi, amımı, götümü, her yerimi yalıyorlardı. Ben ise aralarında hem eğleniyor, hem de hiçbir yerde bulamayacakları bu sexy bedeni onlara sunuyordum… Çok geçmeden sikleri yine kıvama geldi. Üçü de bana yapışmış halde, bir yandan eğleniyor, elleşiyor ve yiyişiyorduk. Esmer pürüzsüz vücudum terden ve üzerime döktükleri içkiden parlıyordu. Abdi siki şahlanmış bir halde kanepede oturuyordu ki, kucağına atladığım gibi sikini amıma yerleştirip zıplamaya başladım. Abdi, “Lan orospu yavaş lan!” diyerek debeleniyordu ki, arkadan sallanan götüme Recebin attığı bir güzel tokatla kendime geldim. Recep götümü biraz avuçlayıp yoğurduktan sonra sikiyle göt deliğimi yoklamaya başlamıştı. “Off Ece lan bu götün darlığı ne? Hiç mi yarak yemedin? Açalım şunu!” diyerek bolca tükürüp göt deliğime girmeye başladı. Artık amımda alttan Abdi, götümde Recep beni tost yapmışlar, aralarında ufacık kalmıştım. Sanırım alkolün de etkisiyle rahatça götüme almıştım. Git gel yapmaya başladılar. Canım acısa da zevk almaya başlamıştım. Baya bir böyle siktiler ve sonunda biri amıma, diğeri de götüme boşaldı. Sona kalan Nusret beni kanepeye sırt üstü fırlattığı gibi misyoner pozisyonda amımı sikmeye başlamıştı. Otoban olmuş amıma gerilip gerilip zank diye en dibime kadar giriyordu. Bir süre siktikten sonra amıma o da boşaldı ve bir kenara yığıldı. Biraz kendime gelince kalktım, lavaboya gidip temizlendim. Döndüğümde üçü de horlayarak uyuya kalmıştı bile. Ben de çıplak bir şekilde kanepenin boş yerine kıvrılıp yattım, uyududum. Sabahın erken bir saatinde götüme sürtünen bir sertlikle uyandım. Abdi ben uyurken arkadan bana sarılmış, sikini götüme yaslamış sürtünüyordu. Recep ortalıkta yoktu. Nusret de kahvaltılık bir şeyler hazırlıyordu. Uyanır uyanmaz arkama dayanmış koca yarak ile amım hemen ıslanmıştı. Abdi beni misyoner pozisyona aldığı gibi amıma girip sikmeye başlamış, sabah sikişi yapıyorduk. Nusret, “Lan sabah sabah bir durun yav!” diyerek güldü, ama ben Abdi’nin altında inlemeye devam ediyordum. Abdi pozisyon değişip domaltıp siktikten sonra tekrar amıma boşaldı… Kalkıp bir şeyler yedik. Recebi sorduğumda, “Sana bir hediye aldırmaya yolladık, sürpriz!” diye meraklandırdılar. Ben de, “Benim bu gün İzmir’e dönmem lazım, ona göre!” dedim. Abdi, “Biz seni otogara bırakırız yavrum merak etme!” dedi, ki tam o sırada Recep arabayla geldi. İçeri girer girmez elindeki poşeti bana verip, “Al giy bakalım şunu!” dedi. Poşeti açar açmaz şaşırdım, içinde dansöz kıyafeti vardı. Giyip karşılarına çıktım. Tam da dansözlere benzemiştim, ki üçünün de dibi düştü. “Gel bakalım şöyle!” dedi Abdi, kucağını işaret edip. Belli ki fantazilerlerini gerçekleştiriyorlardı. Pavyon karısı gibi kucaktan kucağa geziyordum, beni öpüp, her yerimi okşuyorlardı. İyi güzel fantazi yapıyorlardı da benim fazla vaktim yoktu. Birer kere daha sikmeden bırakmayacaklarını bildiğimden kucaklarından kalkıp soyundum. Önce Recep beni kanepeye yüz üstü yatırdı. Göbeğimin altına da iki tane yastık koyup kocaman götümü iyice havaya dikti. Göt deliğimi tükürükleyip sikini geçirdi. Arkadan popoma bam bam diye yapıştıra yapıştıra sikiyordu götümü. Kasıkları popoma çarptığında öyle güzel hissediyordum ki anlatamam, dolgun popom adeta bir hava yastığı gibi eziliyor ve zevki tüm bedenimde hissediyordum. 10 dakikalık sert sikişin ardından götümden çıkıp sırtıma boşaldı. Peçetelerle dölleri temizleyip beni diğer iki sikicime pasladı. Beni yine tost yapacaklardı. Biri amıma diğeri de götüme girer girmez deli gibi sikmeye başladılar. Ortadan ikiye yırtılacak gibiydim, ki 15 dakikalık sikişin ardından ikisi de boşaldı. Biraz dinlendikten sonra temizlenip giyinip ordan çıktık, otelin yoluna koyulduk. Otelden eşyalarımı alıp geldim. Arabaya binip şehre doğru devam ettik. Arkada Abdi ve Nusret’in arasında oturuyordum, arabayı da Recep sürüyordu. Araba otelden biraz uzaklaşır uzaklaşmaz rahat durmadılar. “Seni bir daha bulamayız!” diyerek amımı ellemeye, göğüslerimi yoğurmaya başladılar. “Yapmayın biri görecek!” desem de durmadılar. İkisinin de siki kalkmış ve pantolonları sıyırmışlardı. Eğilip Abdi’nin sikini ağzıma alıp yalamaya başladım. Gırtlağıma kadar sokup sokup çıkarıyordum ki, iki dakika geçmeden ağzıma boşaldı… Dikiz aynasından bizi izleyen Recebin önde içi gidiyordu, ki arabayı kenara çekti. Şoför koltuğuna Abdi geçti ve Recep arakaya geldi. Araba tekrar hareket edince ben bu sefer Nusret’in sikini ağzıma aldım. Yol zaten ıssız olduğu için çekinmiyordum. Ben eğilmiş Nusret’in sikini yalarken Recep arkadan tangamı indirmiş, amımı parmaklıyordu. Benim zevkten kıvrandığımı görünce yan bir şekilde pozisyon alıp amıma girdi. Bunu yapacağını beklememiştim, ama Nusret’in de sikini yalamaya devam ediyordum. Araba çukurlara girdikçe Recep yandan yükleniyor, yavaş yavaş tadını çıkara çıkara amıma git gel yapıyordu. Ama Nusret saksoma fazla dayanamayıp ağzıma patladı… Ben de iyice yan yatıp Recebin beni daha iyi sikmesini sağladım. Şehre varmak üzereydik ki Recep iri elleriyle götümü iyice ayırıp sikini amımım dibine kadar sokup içime boşaldı. Dünden beri kaç defa siktiler sayamadım, ama hayatımın en zevkli anısıydı. Muhtemelen bir daha böyle bir zevk alamayacaktım hayatımda. Dedikleri gibi beni tam otobüsün kalkış saatinde otogara yetiştirdiler. Otobüse binip İzmir’e döndüm. Evime vardıktan günler sonra bile aklım halen bu pavyoncu tipli sikicilerimdeydi. Bazen o bana hediye aldıkları dansöz kıyafetini giyiyorum ve aynanın karşısına geçip kendi kendime oryantal yapıyorum. Bazen de o evlenen arkadaşım Müge’yi ziyarete mi gitsem diye düşünüyorum 🙂 (Ece)
Ayrıca okumak isteyebilirsiniz: Adana Azgın Escort Masal